40 Soruda Sözleşmeler

Necmettin Kızılkaya

40 Soruda Sözleşmeler Gönderileri

40 Soruda Sözleşmeler kitaplarını, 40 Soruda Sözleşmeler sözleri ve alıntılarını, 40 Soruda Sözleşmeler yazarlarını, 40 Soruda Sözleşmeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vaad her ne kadar önemli bir ahlâki prensip olsa da bunun doğurduğu hukuki sorumluluklar ile uhrevi sonuçları birbirinden ayırt edilmiştir. Vaadin yerine getirilmesi ahlâki ve uhrėvi bir sorumluluk olarak görülmektedir. Bu nedenle sözünde durmamanın dünyevi bir müeyyidesinden söz edilmez. Zira söz veren kişi başkasına bazı işleri yapacağı yönünde beyanda bulunur ve bu beyanıyla kendisini bağlar. Ancak bazı durumlarda vaatte bulunmanın hukuki sonuç doğurduğu da kabul edilir. Bu durumlar genel olarak vaat sebebiyle başkasının bir yükümlülük altında girmesi veya çeşitli masraflar yapması ile vaadin yerine getirilmemesine bağlı olarak bir zarara uğraması halleridir.
Söz ile ilgili bu vurgu Müslüman toplumların ürettiği bütün bilgi alanlarına sirayet etmiş ve söze bağlılık her alanda temel bir ahlakı prensip olarak kabul edilmiştir. Bu durum hukuki ve iktisadi alanlar için de önemli bir ilke olmuştur.
Reklam
Sözleşme kurulup borcun ödenme vakti geldiğinde alacaklı olan kişi alacağını kefilden de asıl borçludan da isteme hakkına sahiptir. Kefil borcu ödedikten sonra asıl borçluya rúcu ederek yapmış olduğu ödemeyi talep eder (Serahsi, 1993, s. 160-176)
Kefalet sözleşmesi kefilin iradesiyle kurulduğu için kefil açısından bağlayıcıdır.
Mecelle kefaleti "bir şeyin mütalebesi hakkında zimmeti zimmete zammetmek" şeklinde tanımlamaktadır (Mecelle md. 612).
Rehin malı elinde bulunduran kişi, o maldan istifade hakkına sahip olamaz. Zira alacaklı olan kişi, rehin malın menfaatine sahip olmayıp alacağını garanti altına almak için onu elinde bulundurmaktadır. Dolayısıyla rehin alınan malı kullanma ve ondan istifade hakkına sahip değildir (el-Hafif, 2011, s. 554).
Reklam
105 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.