Bizler yıldız mıyız bilmiyorum, ancak bu vatanın kararan bu bahtını aydınlatmak için kendi canımızdan vazgeçmişiz. Yeter ki bu vatanın yıldızı parlasın, güneşi sönmesin. Bizler bir bir kayıp gitmeye razıyız
Ben askerlerin bedeni hastalıklarını ve yaralarını iyi etmek için çalışırken, siz de onların ruhi hastalıklarını ve yaralarını iyileştirmek için uğraşıyorsunuz. Manevi dünyalarını zenginleştiriyorsunuz.
En çok kimin yıldızı parlıyor diye gece boyunca çocukça oyunlar oynardık.
“Bak şu yıldız benim.”
“Hangisi?”
“Şu taraftaki”
“O benimki”
“En parlak olanı.”
“Hayır, en parlak benim yıldızım.”
“Benimkisi en parlaktır ve bize en yakın gözükür.”
“Vallahi arkadaş benim yıldızım bulutların arkasına saklandı. Peçesini açıp cemalini bir türlü göstermiyor bana. Ama alacağı olsun. Bende yarın gece ona bakmayacağım.”
“Yarın gece de peçesini açmazsa?”
“Kendisi bilir. Bana göre yıldız mı yok! Koskoca gökyüzü yıldız dolu. Bu saatten sonra naz çekemem.”
“Çok vedasızsın.”
“Öyleyimdir.”