"Bana ne yapacaksın?" diye sordu Holland.
"Biraz yürüyelim. Ellerini görebileceğim bir yerde tut," dedi Reacher.
Şu karmaşa bittikten sonra, demişti Janet Salter, kitap okumak için çok vaktim olacak.
Ne ekersen onu biçersin.
En azından biri cesaret edip onun yanında kalmıştır, diye düşündü. Yedi kişiden biri. Kadınlardan biri. Kuralların canı cehenneme. Planın canı cehenneme. Peterson ölmüştü. Hâlâ sıcaktı. Bu bile geçerli bir sebep sayılırdı. Elbette canına tak edecek ve federallerin canları cehenneme diyecek biri çıkacaktı. En azından bir kişi. Belki daha fazla. Belki iki veya üç.
Belki hepsi.
Belki de hiçbiri.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum, demişti Janet Salter. Biliyor muydu gerçekten? Dediğini yapmış mıydı?