Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Dayanırlar. Her nasılsa, yaşamayı sürdürürler. Her nasılsa: Bu söz onları durumunu, kırılganlığını, belirsizliğini betimlemenin en iyi yolu. Biri her nasılsa yaşar, her nasılsa uyur; her nasılsa zaman zaman yemek yer.
Sayfa 133Kitabı okudu
Bu insanlar bulundukları yerle hiçbir bağlantı hissetmiyor. Az sonra arkalarında hiç iz bırakmadan yola çıkacaklar. Akşamları söyledikleri türkülerinde hiç durmadan yinelenen bir nakarat var: "Ülkem? Ülkem yağmurun yağdığı yerdir."
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar dünyada hiç gıda olmaması nedeniyle aç değil. Yiyecek bol bol var; aslına bakılırsa, fazlası bile var. Fakat yemek ihtiyacı olanlar ile dolup taşan depolar arasında gerçekten çok yüksek bir engel dikiliyor: siyaset. Hartum, açların tedariki için yapılan uçuş sayısını kısıtlıyor. Varış noktalarına gelebilen uçakların birçoğu yerel kabile reisleri tarafından soyuluyor. Kimin elinde silah varsa, yiyeceği o alıyor. Burada aşkınlama ve ruhun varoluşu, yaşamın anlamı ve varlığın doğası hakkında kafa yormayan insanlar arasındayız. Biz burada sadece bir gün daha hayatta kalabilmek için toprakta sürünerek, çamurun içinden birkaç buğday tanesi kazıp çıkarmaya çalışan insanın dünyasındayız.
Sayfa 188Kitabı okudu
Köle ticaretinin ayrıca yıkıcı psikolojik sonuçları da oldu. Afrika'nın sakinleri arasındaki kişiler arası ilişkileri zehirledi, nefreti yaydı, savaşları alevlendirdi.
Her Avrupa dilinin zenginliği, onun kendi kültürünü betimlemek, kendi dünyasını temsil etmekteki yeteneğinin zenginliğidir. Gelgelelim, aynı şeyi başka bir kültür için yapmaya giriştiği zaman bu onun sınırlılığını, az gelişmişliğini, semantik zaafını ele verir.
Sayfa 300Kitabı okudu
Her şey ne kadar da hoştur onun için! Etrafındaki her şey neredeyse kendi kendini yazar. Bu kısacık yürüyüşten koca bir bölüm yaratabilir. Burada her şeyde öyle bir çeşitlilik, öyle bir bereket, öyle bir bitip tükenmezlik vardır! Balzac'ı düşünün. Veya Proust'u.
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
Görünüşte küresel olan dünyamız, gerçekte en çeşitli ve asla yolları kesişmeyen binlerce taşradan oluşan bir gezegendir. Dünyanın çevresinde bir seyahat, her biri kendini, yalıtılmışlığı içinde bir parlayan yıldız olarak gören bir ücra köşeden diğerine yolculuktur. Çoğu kişi için, gerçek dünya evinin kapısında, köyünün ucunda veya en iyi ihtimalle, vadinin sonunda biter. Onun ötesindeki gerçekdışı, önemsiz, hatta yararsız iken, parmaklarımızın ucunda, görüş alanımızda olan, başka her şeyi gölgeleyecek şekilde bütün evrene yayılırcasına genişler.
Sayfa 162Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.