Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Abanoz Gönderileri

Abanoz kitaplarını, Abanoz sözleri ve alıntılarını, Abanoz yazarlarını, Abanoz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
312 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Drina taraflarına yaptığım yolculuktan sonra sürekli gözüme çarpıp duran Abanoz adlı kitapla bir de Afrika yolculuğuna çıkmak istedim. Eski bir kitap aslında. Genel olarak bakacak olursak 1960 ve 94 yıllarını kapsıyor. Kaleme alan Polonyalı bir gazeteci. Anı kitabı hissi veriyor. Salaş fakat bir o kadar ilgi çekici şekilde yaşadığı deneyimlerini
Abanoz
AbanozRyszard Kapuscinski · Habitus Yayınları · 20167 okunma
Görünüşte küresel olan dünyamız, gerçekte en çeşitli ve asla yolları kesişmeyen binlerce taşradan oluşan bir gezegendir. Dünyanın çevresinde bir seyahat, her biri kendini, yalıtılmışlığı içinde bir parlayan yıldız olarak gören bir ücra köşeden diğerine yolculuktur. Çoğu kişi için, gerçek dünya evinin kapısında, köyünün ucunda veya en iyi ihtimalle, vadinin sonunda biter. Onun ötesindeki gerçekdışı, önemsiz, hatta yararsız iken, parmaklarımızın ucunda, görüş alanımızda olan, başka her şeyi gölgeleyecek şekilde bütün evrene yayılırcasına genişler.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Dayanırlar. Her nasılsa, yaşamayı sürdürürler. Her nasılsa: Bu söz onları durumunu, kırılganlığını, belirsizliğini betimlemenin en iyi yolu. Biri her nasılsa yaşar, her nasılsa uyur; her nasılsa zaman zaman yemek yer.
Sayfa 133Kitabı okudu
Her Avrupa dilinin zenginliği, onun kendi kültürünü betimlemek, kendi dünyasını temsil etmekteki yeteneğinin zenginliğidir. Gelgelelim, aynı şeyi başka bir kültür için yapmaya giriştiği zaman bu onun sınırlılığını, az gelişmişliğini, semantik zaafını ele verir.
Sayfa 300Kitabı okudu
Her şey ne kadar da hoştur onun için! Etrafındaki her şey neredeyse kendi kendini yazar. Bu kısacık yürüyüşten koca bir bölüm yaratabilir. Burada her şeyde öyle bir çeşitlilik, öyle bir bereket, öyle bir bitip tükenmezlik vardır! Balzac'ı düşünün. Veya Proust'u.
Sayfa 233Kitabı okudu
(Tubman'ın bir çağdaşı ve otuz yıl boyunca Dominik Cumhuriyeti diktatörü olan Rafael Leonidas Trujillo da yönetimini benzer usulle yürüttü. Yönetimi sırasında, kilise Dominikli çocukların toplu vaftizlerini yaparken Trujillo da vaftiz babası olarak hazır bulunurdu. Zamanla, bütün tebaasının vaftiz babası haline geldi. CIA bu diktatöre karşı bir darbe örgütleyecek tek bir gönüllü bulamadı: Hiç kimse kendi vaftiz babasına el kaldırmak istemedi).
Sayfa 227Kitabı okudu
Reklam
Köyde zengin ve yoksul var, ama yediklerindeki tek fark, yemeklerin çeşitliliğinde değil, sadece pilavın miktarında kendini gösteriyor.
Sayfa 204Kitabı okudu
Bu insanlar bulundukları yerle hiçbir bağlantı hissetmiyor. Az sonra arkalarında hiç iz bırakmadan yola çıkacaklar. Akşamları söyledikleri türkülerinde hiç durmadan yinelenen bir nakarat var: "Ülkem? Ülkem yağmurun yağdığı yerdir."
Sayfa 190Kitabı okudu
İnsanlar dünyada hiç gıda olmaması nedeniyle aç değil. Yiyecek bol bol var; aslına bakılırsa, fazlası bile var. Fakat yemek ihtiyacı olanlar ile dolup taşan depolar arasında gerçekten çok yüksek bir engel dikiliyor: siyaset. Hartum, açların tedariki için yapılan uçuş sayısını kısıtlıyor. Varış noktalarına gelebilen uçakların birçoğu yerel kabile reisleri tarafından soyuluyor. Kimin elinde silah varsa, yiyeceği o alıyor. Burada aşkınlama ve ruhun varoluşu, yaşamın anlamı ve varlığın doğası hakkında kafa yormayan insanlar arasındayız. Biz burada sadece bir gün daha hayatta kalabilmek için toprakta sürünerek, çamurun içinden birkaç buğday tanesi kazıp çıkarmaya çalışan insanın dünyasındayız.
Sayfa 188Kitabı okudu
Ona nasıl sürekli evimin soyulduğunu anlattım. Süleyman bunu tümüyle normal bir şey olarak görüyordu. Hırsızlık, eşitsizliği azaltmanın bir yöntemidir -itiraf etmeli ki, nahoş olmakla bilikte. Beni soymaları iyimiş, öyle dedi. Bu suçu işleyenler açısından, dostane bir jest olarak bile görülebilirmiş -benim faydalı olduğumu, bu yüzden beni kabul ettiklerini göstermenin bir yolu. Temelde, kendimi güvende hissedebilirmişim. Burada kendimi hiç tehdit altında hissetmiş miydim? Hayır, diye kabul etmek zorunda kaldım. Eh, gördünüz mü? Serbestçe soyulmama izin verdiğim sürece, burada güvende olacaktım. Polise haber verdiğim, onların hırsızların peşine düştükleri an, başka bir yere taşınmam en doğrusu olurmuş.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Köle ticaretinin ayrıca yıkıcı psikolojik sonuçları da oldu. Afrika'nın sakinleri arasındaki kişiler arası ilişkileri zehirledi, nefreti yaydı, savaşları alevlendirdi.
Bireyciliğe Avrupa'da büyük değer verilir, hele Amerika'da daha da fazla; Afrika'da ise mutsuzlukla, lanetlenmeyle eş anlamlıdır.
Afrika’nın ruhu daima bir filin kılığında gösterir kendini. Çünkü başka hiçbir hayvan bir filin hakkından gelemez. Ne Aslan, ne yaban sığırı ne de bir yılan.
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.