Abbasiler
Nahide BozkurtSözler ve Alıntılar
Mu'tasım'la birlikte Abbasi tarihinde "Samerra dönemi" olarak adlandırılan yeni bir dönem başlar. Döneme adını veren ve altmış yıl kadar başşehir olan Samerra Halife Mu'tasım'ın kurduğu bir şehirdir.
Sayfa 85Kitabı okudu
Samerra döneminin ilk halifesi Mu'tasım (833-842), Türk birliklerinin desteği ile halife olduktan sonra yerli Arap ve mevali İran unsuru yerine otoriretisini Türkler'e dayandırmayı tercih etti.
Sayfa 85Kitabı okudu
Bağdat
145(762) yılında inşasına başlanan şehir, yuvarlak bir plana sahipti ve dört yılda tamamlandı. Bağdat şehrinin kurulduğu yer, Dicle'yi Fırat'a bağlayan ve gemilerin geçmesine elverişli bir kanalın yakınında yer alıyor ve her yöne giden yolların birleştiği bir merkezde bulunuyordu.
Sayfa 50Kitabı okudu
Siyasi erklerini güçlendirmek adına halifenin otoritesini mutlaklaştırma, ilk Abbasi halifesi Ebu'l-Abbas ile başlamıştı.
Sayfa 50Kitabı okudu
Zenc İsyanı
İsyanı başlatan Zencîler, arazileri ıslah etmek için Güney Irak'a getirilen Doğu Afrika kökenli kölelerdi ve çok ağır şartlar altında çalıştırılmaktaydı(...) Ali b. Muhammed'in önderliğinde Ramazan 255'te (Eylül 869) başlayan isyan çok hızlı bir şekilde ilerledi. Güney Irak'ın ve Güneybatı İran'ın önemli bölgelerinin kontrolünü ele geçiren Zencîler, Basra'yı yağmalayarak Vâsıt'ı ele geçirdi. İsyana katılan Zencîler, ağır doğa koşullarına alışkın oluşları ve çevredeki bedevilerle kurmuş oldukları iyi ilişkiler sebebiyle, Abbasiler' in göndermiş olduğu orduları birçok defa yenilgiye uğrattılar...
Sayfa 91
halife
Halife, her çeşit kuvvet ve kudretin kaynağı sayılırdı. Abbasi halifeleri iktidarlarının meşruiyet kaynağını, Kuran'a ve akraba olarak Hz. Muhammed' in varisleri oluşlarına dayandıran bir devlet yönetimi anlayışını benimsemişlerdi. Halifeler kendilerini hem hükümdar hem de Allah'ın yeryüzündeki temsilcileri olarak görüyorlardı.
Sayfa 152
Türk Nüfuzu
Sâmerrâ'yı kuran Mu'tasım, Türk askerleriyle birlikte hilafet merkezini de oraya nakletmişti. Şehrin en güzel yerlerini Türkler'e ayıran ve onların diğer unsurlarla karışmamasına özen gösteren halife, Afşin, Aşnas, Hâkan Urtûc, Vasîf ve İnak gibi Türk kumandanlarına araziler tahsis edip, onların maiyetleri ile beraber oralara yerleşmelerini sağlamıştı. Türk birlikleri kendi kışlalarını, çarşılarını, ve sosyal tesislerini bizzat kendileri inşa ediyorlardı.
Sayfa 86