Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Açlık Sözleri ve Alıntıları

En Eski Açlık sözleri ve alıntılarını, en eski Açlık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ey yerin göğün sahibi! Bana mutlu bir saniye ver; uğruna ömrümün bir gününü feda edeyim! Bir tabak mercimek yemeğine ise bütün ömrümü!
Sayfa 142Kitabı okudu
"...öyleleri vardır ki ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür."
Reklam
Okumak doldurur, konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır.
Gözlerimi açar açmaz, eski alışkanlık, düşünmeye başladım: bugünlük bir ümit var mı, diye.
Aldığım o bir sürü ret cevapları, o yarım ağız vaatler, düpedüz hayırlar, beslenmiş de boşa gitmiş ümitler, her seferinde neticesiz kalmış yeni yeni teşebbüsler, bende cesaret namına bir şey bırakmamıştı.
...dertlendim mi okuyacak bir kitabım bile yok.
Reklam
Ah, bu derece günlük güneşlik bir günde insanın yanında biraz da yiyeceği olsaydı!
Karma karışık zihnim bana en çılgınca ilhamları veriyor, ben de sırasıyla hepsine boyun eğiyordum. Budalalığımı kendime ne kadar hatırlatırsam hatırlatayım, genç kadının peşinde en salakça mimikleri yapmaktan, kaş göz oynatmaktan yine de geri kalmıyordum.
....Kalem... Değersiz birşey gerçi, fakat benim şu yeryüzündeki mevkiimi aşağı yukarı bu kalem sağladı; hayattaki yerimi ben adeta ona borçluyum.
Şu son ayların bu acayip zulmü neydi bana karşı? Eski sağsalim kafamı bulamıyordum artık.Her zaman, heryerden tuhaf azapları ben çekiyordum. Hayallerime işleyen, kuvvetlerimi darmadağın eden ufak tefek,manasız tesadüflerin,sefil teferruatın baskınına uğramaksızın,bir başıma, ne bir park kanepesinde oturabiliyor,ne de bir tarafa gidebiliyordum.
Reklam
Ne diye tasa çekiyordum sanki; ne tıkınacağımı,ne içeceğimi ,fani vücut dedikleri bu rezil solucan torbasını hangi çullara bürüyeceğimi düşünerek?
Sonbahar gelmiş, her şeyi uyuşturmaya başlamıştı. Sinekler, böcekler ilk darbeyi yemişlerdi.Ağaçlarda,toprakta dayatan hayatın sesi duyuluyor; ölmemek için huzursuz çabalayışlar,hışırtılar,uğultular duyuluyordu.
“Hey,biraz dikkatli olunuz!"dedim yüksek sesle, "İçinde çok kıymetli iki vazo var;paket İzmir'e gidecek." ... Paketlemeyi bitirince, yardımından dolayı kendisine, daha önce de İzmir'e pek çok kıymetli eşya yollamış birisi gibi teşekkür ettim. Gidiyordum, geldi, kapıyı bile açtı.
Bir insanın, en candan, en hararetli bütün teşebbüslerinin yüzde yüz neticesiz kalmasında bir hikmet var mıydı, neydi?
Rüzgar esiyor, gökte bulutlar hızla kayıp gidiyorlar, karanlık bastıkça serinlik artıyordu. Cadde boyunca hem yürüdüm, hem ağladım; kendime gittikçe daha çok acıyordum; defalarca tekrarladığım birkaç kelime, bir feryat, diner gibi oldukça göz yaşlarımı yeniden akıtıyordu: "Rabbim, Allah'ım, ne kadar bedbahtım Rabbim,Allah'ım,nekadarbedbahtım!"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.