Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Adalet Gönderileri

Adalet kitaplarını, Adalet sözleri ve alıntılarını, Adalet yazarlarını, Adalet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hukuk; siyasetin ve devletin yaptığı haksızlıkları, baskıları, öldürmeleri, anti demokratik yaklaşımları örtme kurumudur.
Sayfa 153 - J&J YayıneviKitabı okudu
Atina mahkemesi egemenler adına Sokrates'e ölüm kararı vermiş. Eliyle baldıran zehrini içerek ölmüş. Roma adına mahkeme İsa'ya ölüm cezası vermiş, Golgota'da çarmıha gerdirmiştir. Hallacı Mansur İslam adına Bağdat'ta yargılanmış ve mahkemenin kararı; önce kamçılanmasına, sonra derisinin yüzülmesine, ardında darağacından asılarak teşhir edilmesine ve en son başının koparılıp yakılmasına gidilmiştir. Tarihte sayısız insan, grup ve toplum haksız ve adaletsiz bir şekilde yargılanmış ve cezalandırılmıştır. Adalet her zaman adalet değildir. Adaletin terazisi egemen sınıfın elindedir. Çıkarlarına göre adalet ilkelerini yazarlar ve uygularlar. Ya da adaleti çıkarları için satarlar. Şenyaşar ve benzer birçok aile için de oyunun kuralı böyle işlemiş ve işliyordu. Bu sadece Şenyaşar ailesinin sorunu değildi. Toplumsal bir sorundu. Adalet arayışı içinde olan milyonlar vardı. Senin, benim, onun, herkesin sorunuydu. Ezilen, haksızlığa uğrayan, kırılan, işkence gören, dışlanan ve ötekileştirilenlerin yarasıydı. Kanayan yaraydı. Korkuya teslim olmuş, çaresiz kalmış "bir şey yapamam", "elimden bir şey gelmez" diyenlerin çığlığıydı. Haklılar susarsa, suçlular şah olur. Sessizlerin sesi suçluların ordusu olur.
Sayfa 234 - J&J YayıneviKitabı okudu
Reklam
Adalet binaları; adaleti getirmez.
Sayfa 227 - J&J YayıneviKitabı okudu
Nemrut bin yıllardır burayı terk etmişti. Bıraktığı nefes, korku, ayak izleri halen canlı ve tazeydi.
Sayfa 220 - J&J YayıneviKitabı okudu
Emine Şenyaşar
"Silahım yok, ordum yok, devletim yok, param yok. Elimde olan tek şey bedenim, dilim, vicdanım ve sabrımdır. Bedenimi, vicdanımı ve cesaretimi silah hâline getirmiş, bir yıldır bu beton duvar dibinde haykırıyorum, ağıt yakarak dünyaya sesleniyorum. Çaresiz kalmış bir annenin, bir kadının adalet arayışı içindeyim. Tabut tabut öldürüldük, gömüldük, zindana atıldık. Bu kez hukuk ve yasalara sırtını vererek öldürmeye çalışıyorlar. Bu zevki onlara tattırmayacağım."
Sayfa 219 - J&J YayıneviKitabı okudu
Ortadoğu ülkeleri gibi ülkelerde devleti, devletin kurumlarını toplum üzerinde ve Tanrı derecesine çıkaran bir algı ve anlayış egemendir.
Sayfa 195 - J&J YayıneviKitabı okudu
Reklam
Şenyaşar ailesi ve Emine Ana birçok insanın yapamadığını, cesaret edemediği direnişi tek başına yaptı ve yapıyor. Küçümsenecek bir eylem değildir, adalet arayanların tacı durumuna gelmiş bir direniştir. Tarihte bu kadar uzun adalet mücadelesini veren tek örnektir. Yaşlı bir kadının adalet sarayının önünde kanlı yüreğiyle, hasta bedeniyle, yaşlı kemikleriyle kış ve yaz demeden bir çınar ağacı gibi dimdik duruşudur.
Sayfa 184 - J&J YayıneviKitabı okudu
Kürtler kendi içinde çıkan birçok yetenekli kişiyi beğenmez ve sahiplenmez. Genel olmasa bile ağırlıkta olan bir anlayıştır. Kalem erbabını, dengbêjini, ressamını, sanatçısını, felsefecisini, direnişçisini, yiğidini, delisini, akıllısını, zenginini, fakirini, tutsağını ve daha birçok alanda çalışan insanların yeteneklerini bir türlü beğenmezler. Bazıları sadece beğenmemekle de yetinmez, engellemeye çalışırlar ve karşısında dururlar. Devlet olmayan halkların, sömürge kültürüyle yetişen insanların genel bir yaklaşımıdır. Bu anlayış Kürtlerde daha fazla, katmerli ve derindir.
Sayfa 184 - J&J YayıneviKitabı okudu
Egemen sınıf hem insanlığa hem de doğaya karşı büyük bir düşmanlık, sömürü ve yok etme içindedir. İnsanlardan olanla yetinmesini, el etek öpmesini, yalvarıp tövbe etmesini ister. Bu egemen zihniyetin yönetme karakteridir. Şenyaşar ailesinden de bu isteniliyordu. "Gidenler gitti, mezar mekânları, geride kalanlar ile yetin, büyüğüz, adiliz, efendiyiz, bileniz, zenginiz ve ne söylersek öyledir." Biat etmesini bekliyorlardı. Emine Ana bunu kabul etmedi, ret etti ve direnmeyi esas aldı. Emine'nin gözleri yalvararak adaleti istemeyecekti. Yalvaran toplum, yalvaran birey olmayacaktı. Kendini bilerek yürüyecekti. Hakkı olan hakkını isteyecekti. Ne az ne çok...
Sayfa 150 - J&J YayıneviKitabı okudu
Suçlu adalet dağıtan olunca sonuç her zaman böyle olur.
Günün birinde vali, müftü, yargıç ve polis müdürü bir olmuş kralın hazinesini çalmaya karar vermişler. Büyük bir plan ve gizlilik içinde hazineyi çalmışlar. Çalınan altınlardan bir kaçını sokağa ve park gibi yerlere atmışlar. Kral çalınan altınları satmaya gelenleri ihbar etmek için tüm kuyumcuları uyarmış. Yerde altın bulanlar kuyumcuya koşmuşlar. Kuyumcu altını bulan iki kişiyi polise ihbar etmiş. Polis müdürü bu kişileri hemen gözaltına almış, sorgulamış, haklarında rapor hazırlamış ve hazine hırsızları olarak yargıca göndermiş. Yargıç suçluları yargılamış, suçlu bulunmuş ve idam kararı verilmiş. Müftü de idam esnasında Allah adına dua okuyarak suçluları son yolculuğuna yollamış. Bir şeyden haberi olmayanlar hazine çalan hırsızlar olmuş, yargılanmış ve idam edilmişler. Suçlu ve suçsuz yer değiştirmiş.
Sayfa 141 - J&J YayıneviKitabı okudu
Reklam
Savaşı başlatanlar zenginler ve siyasilerdir.
Sayfa 129 - J&J YayıneviKitabı okudu
Bu kadim topraklarda hiçbir zaman adalet ve insanlık erdemleri iktidar olmamıştı.
Sayfa 132 - J&J YayıneviKitabı okudu
Her korku damarı kişinin özgürlüğünü kelepçeler.
Sayfa 128 - J&J YayıneviKitabı okudu
Ölümü yenen devleti ve firavunları bile yener.
Sayfa 128 - J&J YayıneviKitabı okudu
Ortadoğu devlet zihniyetinin kanlı ve yalan yüzüdür. Tüm devletler kötü ruhun temsilcileridir. Ortadoğu devletleri biraz daha anti demokratiktir. Devletlerin mayasında faşizm ve insanlık düşmanlığı vardır. İyi, adaletli devlet yoktur. Aralarında sadece nüans farkı vardır. Devlet politikasında zenginin çıkarları esastır. Vatan kavramının içi boşaltılmış, çarpıtılmış ve aldatma kelimesi haline getirilmiştir. Karılaştırılmıştır. Egemen sınıfların bin yıllardır en çok üzerinde oynadıkları iki önemli konu vardır. Biri kadın, diğeri vatanın kutsallığıdır. Bin yıllardır bu her iki kavramla çok oynanmıştır. Bu nedenle vatan halk kitlelerinin değil, zenginlerin evidir. Vatan propaganda alanında, televizyon programlarında halka mal edilir, bu biçimdir. Özde ise öyle değildir ve bir avuç sermayedarındır. Vatan kimin hizmetindeyse adalet de onundur. Adalet devlete sahip olan sermayedarın bir uydusudur. İşin özü ve gerçeği budur. Bu zihniyet değişmedikçe kadın, vatan, adalet, demokrasi ve çoğunluk olan kitleler özgür olamaz. Demokratım, ilericiyim diyen ve bu iddiada bulunanlar iktidara geldiklerinde amaç kuyularından karanlık bir faşizm çıkar. Devlete benzerler. Egemen karanlık zihniyetin temsilcisi olurlar. Kötü olan ezilen halk kesimlerinin bunun farkında olmamasıdır. Demokrasiye boyanmış faşist zihniyeti görmemeleridir.
Sayfa 93 - J&J YayıneviKitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.