Amori: İ.Ö. 1894 yılında Babil'de kurulan bir hanedandfr. Bu hanedanın elde ettiği üstünlük yaklaşık ikibin yıl olarak psikolojik üstünlüğünü koruduğunu belirten kaynaklar var. Ancak bu hanedanın politik yönden fazla yol alma dıkları belirtiliyor.
Ana-İttuşu Kanunları: Sözcük karşılığı "vadesi gelene ka dar" şeklinde tanımlandığı belirtiliyor. Bu kanun Asurbanipal'ın kütüphanesinin kalınhlan arasında 11 tab let şeklinde bulunmuştur
Anal: Sümerlerde yazıcılar (Halk dilinde Lugalzi) kralın yap tıkları icraatları yazıya döküp överlerdi. Yani bir nevi methiye yazarlardı. Bu övgü şeklindeki tabletlerin bir araya getirilerek yaphkları arşive de Anal adını koymuş lardı.
İlk yarahlışta tatlı sular, göğe ait olan tatlı suların başlangıç ülkesi olarak tapınıldı. Dönemin halkı yeryüzündeki göllerin ve tatlı suların geldikleri yerin" Apsu" olduğuna inanırlardı. Daha sonra bu kutsal yer tanrılaştırıld
Sümer Atasözleri
1-Benim olan kullanılmadan olsun, senin olanı kullanayım, 2-Bana ne bulduğunu söylemi yorsun da yalnızca ne yitirdiğini söylüyorsun. 3-Mal mülk uçan serçelerdir, konacak yer bulamazlar. 4-Şimdi koparma, yarın meyve verir. 5-Çok yiyen uyuyamaz. 6Düşmanlığa yol açan yürek değildir; düşmanlığa yol
Tarihçi, araştırmacı
arkeologlar ise, Sümerlere "Ubaid" adını taktılar. Sümerler
ise yaşadıkları yerlere de "Kengi" adını vermişlerdi. Çünkü
birçok araştırmacının ortak bir noktada bütünleşmelerini
sağlayan "Ubaid" (Bazı kaynaklarda "Obed" yazılmaktadır.)
Sümer halkının çoğalmasını sağlayan küçük bir yerel aşiretin
adıydı. Sümerlerin yerel dillerinde ise "Sum-Er " adı kulla-
nılmıştır. Sum-Er'in sözcük anlamı ise "su adamı" ya da "su-
yu denetleyen adam" şeklinde tanımlanmıştır. Yaklaşık
beşbin yıl önce Mezopotamya bölgesine bazı göçer kabilele-
rin gelip yerleştiklerini ve orada zor koşullar altında bir ya-
şam sürdüklerini tahmin ediyoruz. Ancak kesin bir sonuç
olmamakla beraber bazı araştırmacılar Sümerlerin İ.Ö. 3500-
2000 yılları arasında yaşamış olduklarını ifade ederler.
Yakın tarihteki dinsel metinler ve önemli bazı mitolojilerin kaynaklarının Sümerlere ait olduğu kesin belge-
lerle kanıtlanmıştır. Gılgamış Destanı, ("gökyüzünde") an-
lamında tanımlanan "Enuma-Eliş" destanındaki bilgilerin
çoğu uygarlıkların öykülerine geçtiği artık biliniyor. Tev-
rat'ta ele alınan tufan öyküsü kesinlikle Sümerlere ait bir öy-
küdür. Suriyeliler Adonis'e dönüştürdükleri Dumuzi
(Tammuz), An'ın Yunanlılarda Uranus'a dönüş-mesi, Sami-
ler ise An'ı "Anu" ya dönüştürmüşlerdi.
Kent devletler oluşmadan önceki tarihlerde yaşayanlar, Mezopotamya'nın renkli yüzleri olarak tarihe geçen Sümer lere "Karakafalı" halk adını vermişlerdi. Tarihçi, araştırmacı arkeologlar ise, Sümerlere "Ubaid" adını taktılar. Sümerler ise yaşadıkları yerlere de "Kengi" adını vermişlerdi. Çünkü birçok araştırmacının ortak bir noktada bütü n leşmelerini sağlayan "Ubaid" (Bazı kaynaklarda "Obed" yazılmaktadır.) Sümer halkının çoğalmasını sağlayan küçük bir yerel aşiretin adıydı. Sümerlerin yerel dillerinde ise "Sum-Er " adı kullanılmıştır. Sum-Er'in sözcük an lamı ise "su adamı" ya da "su yu denetleyen adam" şeklinde tanımlanmıştır. Yaklaşık beşbin yıl önce Mezopotamya bölgesine bazı göçer kabilelerin gelip yerleştiklerini ve orada zor koşullar altında bir yaşam sürdüklerini tahmin ediyoruz. Ancak kesin bir sonuç olmamakla beraber bazı araştırmacılar Sümerlerin İ.Ö. 3500-2000 yılları arasında yaşamış olduklarını ifade ederler.
Rus kökenli arkeolog (Arkeolojinin babası olarak tanımlanıyor.) Nikolsky, Sümerlerin Anavatanlarının Aşkaabad olduğunu ileri sürer. Zaten tarihte "Obeid" kültürü olarak bilinen evrede tarımın bu bölgede ön plana çıktığı ifade ediliyor. Obeid kültüründe ev ler çamurdan yapılmış ve gü neşte kurutulmuş kerpiçlerle tamamlanmıştı. Obeid bölgesinde yaşayanların Sümerlerden önce yazılı kaynaklar bıraktıklarını anlatan araştırmacılar var. Sümerler kolektif bir durumda oluşan bağımsız kent devletleri halinde yaşadılar. Bu kentlerin ilkleri ve en önem lileri Ur, Uruk, Kiş, Lagaş ve Nippur'dur. Kent devletleri daha önceleri "Ensi" ya da "Patesi" adlı rahip-krallar tarafın dan yönetilirdi. Patesiler, kendilerini tanrıların en yakın tem silcileri olarak göstererek halkı yönetirlerdi.