Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ağır Ölüm

Nancy Huston

En Yeni Ağır Ölüm Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Ağır Ölüm sözleri ve alıntılarını, en yeni Ağır Ölüm kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat bu, değil mi Col? İnsanlar sanki bir yarıştaymışlar gibi davranıyorlar, sanki, düz giderlerse bir yere varacaklarmış gibi, ama aslında bizler aptal bir kaplumbağa sürüsüyüz. Nereye gittiğimizi bilmiyoruz, varış çizgisinin nerede olduğunu bilmiyoruz ve onu bulabilseydik eğer, kazanan için hiçbir ödül olmazdı.
Her defasında kendimizi acının fazlasıyla büyük olacağına, dünyanın duracağına ya da en azından delireceğimize inandırırız... Ama hayır, her şey eskisi gibi sürer gider. Kayıpları, karnınıza yediğimiz tekmeler gibi kabulleniriz; soluğunuzu keserler ama kıpırdamaya cesaret edemezsiniz, bu yüzden kendinizi işinize verirsiniz, sevgileri sayesinde yaşadığınıza inandıklarınızın ölmesine rağmen, sizi hala yaşatan eylemsizliğin gücünden utanarak...
Reklam
Her şeyin amacı bitmektir; artık okula gitmemek için okula gideriz, tabağımızdakileri bitirmek için yemek yeriz, ve artık yaşamamak için yaşarız.
Istırabın hafızamızda kapladığı yerle, gerçekte kapladığı yer asla kıyaslanamaz.
Yazarlara kafayı acı ve zıtlığa o kadar takmışlar ki, edebiyat artık gerçeğin kendisinden daha kederli...
..., insanlar psikanalistlere gidiyorlar, onlara tüm dertlerini anlatıyorlar, kaderlerine küsüyorlar, merhamet dileniyorlar, anne babalarının kendilerine ne kadar kötü davrandığını anlatarak kafa şişiriyorlar... ama artık saatleri geri alacak kimse yok, yok işte!
Reklam
Hırslı olmak gerek ufaklık. Dünyayı yiyip bitirmezsen, o seni yer bitirir.
Kendinizi hazırladığınız, hazır zannettiğiniz halde yokluğun yaşattığı sarsıntı. Ve o an duyduğunuz çılgın canlılık - sanki ondan uzaklaşırken, güçleri içinize akıp sizinkileri katlamış gibi.
Beylik sözler gizli korkularımızı, sonsuz gerçeklere dönüştüren sihirli değneklerdir.
... anılarının yükünü boşaltmaya karar vermişti sanki.
Reklam
Ama... yaşamayı bilmedikten sonra, nasıl bir yaşam kurabilir ki insan?
Hayatımızı olası bir yazı kaynağı, genel bir tekrar, bir Şey'in güçsüz yankısı, solgun fotokopisi ya da acılaşmış kalıntıları gibi görmek yerine onu gerçek anlamda ne zaman yaşadık?
Ne kadar cesur yaratıklarız, diye düşünüyor acıdan gözyaşları dökerek - sürekli kazıyıp yapıştırarak, evlerimizi ve bedenlerimizi üstünkörü onararak zamanın yarattığı hasarları sınırlamaya uğraşıyoruz ama çürüme yine de ilerliyor, amansızca, saçlar ağarıyor, cilt kırışıyor, toz ve pas birikiyor, duvar kağıdı lekelenip yırtılıyor, ayaklar çarpışıyor, tahta eğriliyor, eklemler kilitleniyor...
Yaşantımız boyunca: İşte şimdi tümüyle ve tamamıyla kendimim diyebileceğimiz bir an var mıdır acaba? Başka bir deyişle: Ne olduğumuz gerçeğini gelişme tarzımız mı oluşturur?
..., o kendi kendini terk etti. Artık başa çıkmak zorunda olduğu benliği, hırçın ve tembel bir kişiliğe sahip.
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.