Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk'ün Ölümündeki Sır Perdesi (Yazılmayan Tarih)

Agoni

Ogün Deli

Öne Çıkan Agoni Gönderileri

Öne Çıkan Agoni kitaplarını, öne çıkan Agoni sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Agoni yazarlarını, öne çıkan Agoni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
148 syf.
10/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Ulu Önder Atatürk'ün ölümüne dair bilinmeyenler , gizlenenler va çarpıtılanlar . Hepsi bu kitapta mevcut . Belgeli ve tarihli. Atatürk'ün alkole bağlı sirozdan ölmediğini, kullanılan ilaçların detaylarını vererek anlatıyor. Mason localarının kapatılmasından sonra hedef haline gelen Ulu Önder'in etrafını saran yerli ve yabancı mason doktorların bilerek uyguladığı yanlış tedaviden kaynaklı ölümü detaylandırılıyor. Şiddetle tavsiye ederim , oldukça sıradışı bilgilerin olduğu bir kitap.
Agoni
AgoniOgün Deli · Alter Yayınları · 201311 okunma
"Atatürk'ün gezilerinde arkasında her zaman yaverleri olduğunu bildiği halde, tabancasını eksik etmediği ve üzerine almadan dışarı adım atmadığını çok iyi hatırlarım."
Sayfa 10 - Alter Yayınları
Reklam
GERÇEK ATATÜRKÇÜLER BU MİLLETİN BAĞRINDA HİÇ BİR ÇIKAR VE MENFAT BESLEMEDEN ATATÜRKE OLAN BAĞLILIKLARINI SÜRDÜRMEKTE VE GÜN GEÇTİKÇE KUVVETLENMEKTELER, BU DA YÜCE TÜRK MİLLETİDİR.
Sayfa 105 - Alter Yayınları
Atatürk'ümüz alkolün neden olduğu sirozdan ölmemiştir. Ata'mız Türk milletini kurtarmak ve çağdaş uygarlığa götürmek için cepheden cepheye koşarken iki defa yakalandığı sıtma hastalığının ve tedavisi için kullanılan ilaçların bir komplikasyonu olan halkın sıtma dalağı dediği banti sendromundan ölmüştür. O'na yakışan ölüm budur. Yoksa düşmanlarımızın sözde doktorları tarafından uydurulan alkolik sirozdan ölmemiştir.
Sayfa 87 - Alter Yayınları
Atatürk'ü tanımak...
''Mustafa Kemal'in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler, ikincisi ise masonlardı... Bir gün eski Adliye Vekili Mahmut Esat Bozkurt'u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. ''Bunu güzelce mütalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına delalet et. Senin de bu işte şeref payın olacaktır'' dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülalası şöyleydi: ''Masonluk, kökü dışarıda bir Yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım...'' Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: ''Arkadaşlar yarından itibaren Türkiye'de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır... '' salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar ''kahrolsun Yahudi uşakları'' sesleri tavanları çınlatıyordu. ''
Yabancı doktorların kasıtlı yanlış tanısı
Türk milleti Ata'sını sıtmadan kaybetmiştir. Bu onun için daha onurlu bir ölüm nedenidir. Hoş bizim için Ata'mızın ölüm nedeni ne olursa olsun fark etmez ama Atatürk düşmanlarının elinden bu silahı almak zorundayız. Yabancı doktorlar bu tıbbi yanlışları ile yıllar sonra Atatürk düşmanı bazı meczuplara malzeme vermişlerdir. Atatürk'ün hayatında iki defa geçirdiği sıtma, bir kaç kez yüksek ateşle seyreden pnomoni (akciğer iltihabı), sayısız soğuk algınlıkları, bunların tedavisi için kullandığı ilaçlar (ki o zaman ilaçlar çok zehirli idiler), satma ilaçları bu gün bile çok zehirli/yan etkilidirler. Bu ilaçlar ve sıtmanın karaciğeri harap etmesi nedeniyle siroz oluştuğu kesinleşmektedir. Kullandıgı alkol belki bu tablonun oluşmasında yüzde 10-15 oranında katkı yapmış olabilir.
Sayfa 87 - Alter Yayınları
Reklam
"Atatürk, maiyetindekilere fazla güven gösterir gibi olmasına rağmen her zaman tetikte ve uyanık kalmasını bilmiştir. Ankara ve İstanbul içindeki gezilerinde olsun, yurt içi gezilerinde olsun kendini korumak için alınan tedbirlere güvenmeyip, her zaman dikkatli davranmıştır."
Sayfa 10 - Alter Yayınları
Gerekli araştırmaların yeteri kadar halka indirgenmemesi Atatürk ve düşünce dünyasında boşluklar oluştururken, bir taraftan da hakkında asılsız haberler oluşturmak suretiyle (bu boşluğu fırsat bilenlerce) manevi şahsiyeti yıpratılmaya çalışılmaktadır. Bu durum aslında üzerinde yaşamaktan büyük mutluluk duyduğumuz biricik ülkemizi sömürü haline getirmeyi planlayan, kökleri içerde ve dışarıda bulunan örgüt ve devletlerin, planlı ve programlı çalışmalarından oluşmaktadır.
Sayfa 7 - Alter Yayınları
Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu; '' Türk halkı Cumhuriyet'in kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün alkole bağlı siroz hastalığından öldüğünü bilir.Çünkü sirozun alkolden olduğuna inanır. Oysa bunun doğru olmadığı bugünkü bilgilerimize göre ortaya çıkmıştır. Alkol içmeye bağlı siroz olma riski; en az 10-15 yıl, günde rakı biriminde 3 bardak ve her gün içilmesi koşulu ile olabilir. Oysa Atatürk bu sıklıkta ve sürede içmiyordu. Ülkemizde çok daha fazla alkol tüketilmekle birlikte alkole bağlı siroz hemen hemen sıfıra yakındır. '' demiştir.
GATA Halk Sağlığı Kürsüsü başkanı Prof.Dr. Necip Berksan
"Atatürk, Kurtuluş Savaşı yıllarında hiç içki içmemiştir. Bu, kendisinin ne kadar ciddi bir devlet adamı olduğunu gösterir. İçki içtiği zaman bile hareketleri ile konuşma düzeni hiç bozulmamış, fikir ve düşüncelerini gayet sağlıklı bir biçimde ortaya koymuştur. Bu gözlemler bırakınız Atatürk'ün siroz olacak kadar içmesini, sarhoş olacak kadar bile içki içmedigini gösterir. Bu gözlemler yazınızdaki görüşlerle tam bir uyuşma halindedir. Yani, Atatürk'ün alkolik sirozdan öldüğü hususu Atatürk'e uygun olmayan bir yakıştırmadır."
Sayfa 87 - Alter Yayınları
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.