Hadi bana şiir oku
Tenindeki tuz tadını ver bana
Seslen içimdeki çocuk uyansın
Yüreğimiz akladı ya bu aşkı
Bırak şu yatağı dağınık kalsın.
Ütüleyip diktim yaralı yerlerimi
Çalkalayıp içimin ağusunu tükürdüm
Ömrüm kırış kırıştı rüzgâra serdim
Silkeledin ters yüz edip sen beni
Bin yılların ağrısı içindeydim.
İkimiz
Tarihini oluşturan ilk insanlar gibiyiz
Gel güzel eyleyelim.
...
Biziz
Alkışlarla kurban isteyen yargısız yarasa koğuşlarından
En geri dipsizliğiz, en geri insan onurunun
Baş aşağı başsızlığını doğuruyoruz
Piç hayaletlerden durmadan.
Ne sandınız
Halici hallaç pamuğu mu?
Ben bütün kavramların yalnız kızı
On dokuz yaşımla gelmişim sana
Sen yirmisinde karşıla beni
Saçlarım kül kokar bedenim sahra
En belalı geçidindir yüreğim
Yabancım olacaksan uzak dur ve bağışla.
Neye sevinçle baksam elimden alınıyor
Yüreğim kanatsız bir kuştur anılarda
Kalkıp gelirim sana arkama bakmam
Birden…
Aşka ömür biçtiğin gelir aklıma
Düşer kırılır hayat tutamam.
Yüreğime oturdun taze bir bıçak sesi
Sen biriken hasretimin özeti
İkimizin var olduğu dünyada
Kuşum olmanı isterdim
Sürekli
Aşkın yüreğe bıraktığı gizi
Toplayıp getirmeni.
Yarım kalmasa hiçbir söz
Acele olmasa
Deli dumrul sevdalar çoğalsa
Deli gözü bu kentte
Anın anla
Uyuşmazlığına düşen zaman
Çingene düşüyle savrulsa
Renk olsa söze
Acı çaresizliğin pelteleşmiş yüzüdür
Yüreğim değirmenlerden öğünüp çıkmış
Hiçbir yere sığmayan bir fırtına geziniyor bedenimde
Çoğalıyor hiçbir yere katılmayan çok yerim
Bir karış yeşil bile
Yaşıyorsa mucize
Beton beton üstüne
Cebin dolacak diye.
Toprak kalmadı yerde
Yarın tohum ekecek
Ula be vicdansızlar
İnsanlar aç ölecek.