Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahir Zamanlarda Yaşarken

Slavoj Zizek

Ahir Zamanlarda Yaşarken Gönderileri

Ahir Zamanlarda Yaşarken kitaplarını, Ahir Zamanlarda Yaşarken sözleri ve alıntılarını, Ahir Zamanlarda Yaşarken yazarlarını, Ahir Zamanlarda Yaşarken yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
592 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
"Eğer bir alanı yönetemiyorsanız, o alan size ait değildir. Haritada öyle görünür, ama fiiliyatta..." Hermann Hesse, Chakravarti'nin sözünü keser "Hakikat öğrenilmez, yaşanır. Savaşa hazırlanın!" Ve kaçınılmaz olan başlar. Nedenini bilen var mıdır? Modern dünyanın üzerinden bir "Hitler" geçmişse, hâlâ iyimser ve insandan yana ümitli olmak mümkün müdür? Pascal Bruckner fısıldar kulağımıza "Medenileşmiş olmak insanın bir barbara dönüşebileceğini bilmesi demektir." Žižek omuz verir dostuna "Barbarlık potansiyelini inkâr eden her medeniyet, barbarlığa zaten teslim olmuş demektir." Öyleyse; "Bir şeytan soyu için Ütopya!" "Yapılması gereken şey _ahlaki ayartı_ dan kurtulmaktır."
Ahir Zamanlarda Yaşarken
Ahir Zamanlarda YaşarkenSlavoj Zizek · Metis Yayınları · 202169 okunma
Cinsellik : Baskılamak mı özgürleştirmek mi?
“ Pelagiusçular ile Augustinus 'un (cinsel) şehvet konusundaki ayrılığı bize bu noktada yol gösterebilir. Pelagiusçulara göre şehvet kendi başına iyi bir şeydir, ama kötüye de kullanılabilir ; Augustinus' a göreyse şehvet kötü bir şeydir, ama evlilikte iyiye kullanılabilir. Komünist hareket de “cinsel özgürleşme” hususunda aynı ikileme girmedi mi, iki ayrı uç arasında savrulup durmadı mı? Bir yanda, Wilhelm Reich misali serbest cinselliğin özgürleştirici potansiyelini vurgulayan “Pelagiusçular” ; öte yandaysa, “serbest cinselliği” burjuva yozlaşmışlığının örnek fenomeni olarak gördüğü için kıyasıya eleştiren ve bunun halkın kafasını karıştırıp enerjisini devrimci amaçlardan saptıracağını söyleyen çileci “Augustinusçular” vardı. Pelagiusçu görüş daha çok sempati uyandıran, “ilerici” ve “hayatı olumlayan bir bakış” gibi görünse de, Augustinus'un konumunda daha fazla hakikat vardır: Şehvet (jouissance) biçimsel olarak kötüdür, istikrarlı düzeni tehdit eden “adlandırılmaz” bir aşırılıktır ; asıl çözüm kendi içinde tarafsız olan jouissance 'tan geçer ve etik mesele de bunun nasıl kullanılacağıdır.
Sayfa 108 - Metis yayınları, 4.basımKitabı okudu
Reklam
Kendi kendinden kaynaklı yok oluş : Liberalizm
“... Bu anlamda liberalizm ile fundamentalizm bir bütünlük oluşturur. Liberalizm ile fundamentalizm arasındaki karşıtlığın yapısı ile Aziz Pavlus'un ileri sürdüğü Yasa/günah karşıtlığının yapısı tıpatıp aynıdır, yani liberalizm kendi karşıtını doğurur. O halde liberalizmin asli değerleri olan özgürlük, eşitlik, vb. için ne diyeceğiz? Buradaki paradoks,liberalizmin bunları - kendi asli değerlerini-fundametalizmin saldırısından kurtaracak kadar güçlü olamamasıdır. Liberalizmin sorunu kendi ayakları üzerinde duramıyor olmasıdır : Liberalizmin binasında eksik bir tuğla vardır ; liberalizm kavramı “asalak” 'tır, yani varsayımsal bir komünal değerler ağına dayanır ve geliştikçe bu ağın altını oyar. Fundamentalizm ise liberalizmdeki gerçek bir kusura karşı bir tepkidir-elbette, sahte gizemlileştirici bir tepkidir bu - ve liberalizmin onu tekrar tekrar doğurmasıda bundandır. Kendi haline bırakıldığında, liberalizm kendi elleriyle kendi sonunu hazırlayacaktır yavaş yavaş...”
Sayfa 203 - Metis yayınları, 4.basımKitabı okudu
Fazla iyi olduğu için, zerre kadar kıymeti yoktur kimi insanların; despotizme karşı özgürlük mücadelesini adanan bir devrimde tarafsız kalan bir insan, hiç şüphesiz, hangi tarafı seçeceğine karar vermek için muharebenin sonucunu bekleyen bir sapkındır.
Sayfa 547
Azınlığın her yerde ebedi bir hakkı vardır: hakikatin sesini işitilir kılmak.
Robespierre
Devrimci olan her düşünce, gücünün bir kısmını, hiçbir şeyin değiştirilemeyeceği yolundaki gizli bir kanıdan alır.
Sayfa 489 - George Orwell, Wigan İskelesi Yolu, 1937
Reklam
Çinliler birinden gerçek nefret ettiklerinde ona şöyle bir beddua okurlarmış: “İlginç zamanlarda yaşayasın!” ... Bugünse yeni bir ilginç zamanlar çağına yaklaşmakta olduğumuz açık.
Sayfa 487
İktidardan korkmamızın, ona itaat etmemizin sebebi çok güçlü olması değildir; bilakis, iktidar güçlü görünür, çünkü ona çok güçlüymüş gibi davranırız.
Muktedirler hakikati söylemeyi yararlı buluyorlarsa eğer, daha iyi bir yalan bulamadıklarındandır.
350 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.