Cicero, pek de yetkin olmayan karakterlerde bulunan şiddetli hırsın ve yüceltilmiş cesaretin, azgın bir gaddarlığa dönüşüp bozulmaya elverişli olduğunu söyler.
Öztürkçe belasından sonra yazılan hiçbir Türkçe felsefe kitabını okumayın. Dergah yayınlarndan çıkmış olsa bile bu kitap. Okuduğum kitabın adı ahlak ama okurken bu soysuz kelimeleri gördükçe ahlakım bozuldu dersem abartmış olmam. Hiçbir çağrışımı olmayan 'tikel' sözcüğü en az on farklı kelimenin yerine kullanılmış dersem yalan olmaz. Yahu olmuyor , artık anlayın bu uydurma-zorlama dille felsefe ol mu yor.
Euclides dairenin büyün niteliklerini tamamen açıklamıştır fakat herhangi bir önermede güzelliği ile ilgili tek bir kelime etmemiştir. Sebebi açıktır. Güzellik dairenin bir niteliği değildir.
Epictetus'un küçük evinin veya kulübesinin eşya olarak fazla bir şeyi yoktu ve bu yüzden almaya değer tek eşyası olan demir lambası çalındı. Gelecekte bütün hırsızları hayal kırıklığına uğratarak onun yerini, artık çok huzurla sahip olduğu topraktan yapılmış bir lambayla değiştirdi.
Bütün arkadaşlarından ve öğrencilerinden yardım almayı reddederken ve bir yükümlülüğün bağımlılığından bile kaçınırken, en büyük yoksulluğun ve ev içi sıkıntıların ortasında sürekli sessiz hali, zenginlileri kararlılıkla küçümsemesi ve özgürlüğü korumaktaki yüce gönüllü özeni sebebiyle kim Sokrates'e hayranlık duymaz?
john locke'den devraldığı ingiliz empirizmini sonuna kadar göüren düşünür...locke'un bilginin eleştiriden geçirilmesi işlemi hume'un felsefesinde doruğa ulaşır...
hume'a göre bilincin içindekiler ikiya ayrılır,bunlar:fikirler` : ideve izlenimler: duyum`dir...hume'a göre izlenimler duyum ve duygulanımlardır...fikirlerse,izlenimlerden daha az canlı olan hatırlama ve hayal gücü unsurlarıdır...