Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahlak ve Yasama İlkeleri

Jeremy Bentham

Ahlak ve Yasama İlkeleri Gönderileri

Ahlak ve Yasama İlkeleri kitaplarını, Ahlak ve Yasama İlkeleri sözleri ve alıntılarını, Ahlak ve Yasama İlkeleri yazarlarını, Ahlak ve Yasama İlkeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir insan yeryüzünü hareket ettirebilir mi?Evet,ancak bunun için önce üzerine basabilecegi başka bir yeryüzü bulması gerekir .
Ahlak ve Yasama İlkeleri
Ahlak ve Yasama İlkeleri
The question is not, "can they reason?" nor "can they talk?" but "can they suffer?"
Reklam
Bir ülkede görülebilecek en tehlikeli salgın, ahlâktan bağımsız din fanatikliğidir.
Sayfa 179 - Litera yayıneviKitabı okudu
. Prensipte ve pratikte insani niteliklerin en nadir olanı tutarlılıktır. . . .
"Bir ülkede görülebilecek en tehlikeli salgın, ahlâktan bağımsız din fanatikliğidir."
Herkes bir diğerinin gözünde düşman, hatta yasalar izin verse suçlu haline gelir. İnsan türünü diğer vahşi canlılardan ayıran (kendisi açısından pek de iyi olmayan) hususlardan birisi budur.
Reklam
Çilecilik ilkesi canlı bir varlık tarafından hiçbir zaman tutarlı bir şekilde takip edilmemiştir ve edilemez. İnsanların ancak onda biri bunu sürekli ve tutarlı bir biçimde takip etse bir gün içinde hayat onlar için cehenneme döner.
Ataleti bir yasa olarak vazetmişlerse bunun sebebi, sefihliğin ve sefaletin anası olan ataletin bir erdem olması değil (kendi ifadeleriyle) kutsallığa giden yol olmasıdır. Bazıları tarafından en yararlı ve bereketli şey olarak öğretilen oruç faaliyetiyle bağlılarını perhize zorlamışlarsa bu, o işin yapıldığı ulusa bağlılık niyetiyle değil, kendi güçlerini göstermek ve insanlara tahakküm etmek amacıyla olmuştur.
Bunlardaki aşırı sefalet ve çile insanın ötekini araçsallaştırmasından doğar: Kutsal savaşlara ve din adına yapılan cezalandırmalara bakın.
çilecilik ilkesi hükumet ve yönetim işlerine uygulandığında dikkate değer bir noktaya ulaşamaz.
Reklam
Eğitimli insanlar, duygularını yükseltebildikleri için çoğunlukla felsefi, sıradan insanlar ise zekalarının sınırlılığı, bilgiden uzak olmaları ve içinde bulundukları koşulların sığlığı nedeniyle batıl inanış boyasından izler taşımışlar ve korkunun saldırılarına karşı her zaman açık ve savunmasız kalmışlardır.
Bunun için de isminin değiştirilmesi gerekmiş ve şerefli, yüce, muteber, doğru, yerinde, isabetli, edepli, onurlu, kısaca haz ve zevk dışında herhangi bir ifadeyle adlandırılmıştır.
sofu ve dindar kesim meseleyi felsefi bir konu olmanın ötesine taşımış ve daha tutarlı ancak daha az akıllıca davranmıştır. Felsefe taraftarları hazzı küçümseyip hakir görmenin ötesine neredeyse hiç geçmemiş, sofu ve dindar kesim ise ıstırabı çoğu zaman baş tacı etmeyi bir maharet ve görev olarak kabul etmiştir.
Korku, batıl itikadın çocuğudur. Öfkeli ve kindar bir ilah tarafından gelecekte cezalandırılma korkusu. Ben, bilinmez bir geleceğe ait olması bakımından bu durumda korkunun ümitten daha güçlü olduğu düşüncesindeyim.
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.