Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahlakın Soykütüğü

Friedrich Nietzsche

Ahlakın Soykütüğü Gönderileri

Ahlakın Soykütüğü kitaplarını, Ahlakın Soykütüğü sözleri ve alıntılarını, Ahlakın Soykütüğü yazarlarını, Ahlakın Soykütüğü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biz zayıflar, zayıfız işte; yapmaya gücümüzün yetmediği hiçbir şeyi yapmamakla iyi ediyoruz.
İnsana duyulan korku ile birlikte, ona olan sevgiyi, hürmeti, umudu, ve evet, ona olan istenci de yitirdik. İnsana bakmak yoruyor artık bugün nihilizm bu değilse başka nedir ki?.. İnsan yorgunuyuz...
Reklam
İngiliz psikologların kendileri de pek kolay çözülür bir bilmece sayılmazlar.
İnsanoğlu hangi koşullar altında yaratmıştı bu iyi ve kötü değer yargılarını? Ve bu değer yargılarının kendilerinin değeri neydi?
Ne tek başımıza yanılabiliriz, ne de tek başımıza hakikati bulabiliriz.
“Kişi kendine en uzak olandır.” sözü geçerli bizler için.
Reklam
Biz kendimizi bilmiyoruz, biz bilenler, biz kendimiz, kendimizi bilmiyoruz: iyi bir nedeni var bunun. Hiç aramadık kendimizi nasıl olacak da bulacağız kendimizi günün birinde?
184 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
"Tehdide dayalı ahlak, ahlak değildir" diye kısa özet geçmenin doğru olduğu kanısındayım. Üç bölümden oluşup ağır bir dil barındıran zaman zaman yoran, zaman zaman ki ikinci bölümde keşkeleri hop oturtup hop kaldıran bir analiz. Ve ikinci bölümdeki şu tespit tüm yaşamı özetler nitelikte " insan acı çekmekten korkmamıştır, rahatsız eden çekmiş olduğu acının anlamsızlığıdır"
Ahlakın Soykütüğü Üstüne
Ahlakın Soykütüğü ÜstüneFriedrich Nietzsche · Say Yayınları · 20232,141 okunma
Reklam
Gayret
İnsan istememeye karşı, hiçliği istemeyi seçiyor...
Sayfa 177Kitabı okudu
Dehşet verici ne de çok şey var insanda!.. Yeryüzü fazla uzun süre tımarhaneydi!..
Biz kendimizi bilmiyoruz, biz bilenler, biz kendimiz, kendimizi bilmiyoruz: İyi nedeni var bunun. Hiç aramadık kendimizi- nasıl olacak da bulacağız kendimizi günün birinde? Haklıydılar “ hazineniz neredeyse, yüreğiniz de oradadır” demekle; bizim hazinemiz bilgimizin arı kovanlarının durduğu yerdedir. Oraya doğru yol alıyoruz hep, doğuştan kanatlı hayvanlar ve tinin balözü toplayan arıları olarak; yürekten önemsediğimiz tek bir şey var aslında -“yuvaya bir şey getirmek.” Yaşamın diğer yanına, “yaşantı” denen yanına gelince- onun için hangimizin, en azından yetecek kadar ciddiyeti var? Ya da yeterli mi zamanı? Korkarım hiç tam anlamıyla “veremedik kendimizi” böyle şeylere: yüreğimiz orada değil, hatta kulağımız bile değil! Daha çok, kendi içine gömülmüş ve ilahi dalgınlıkta birinin, tüm gücüyle öğlenin on ikisini vuran çanın kulaklarında çınlayan sesiyle bir anda ayılıp, “Bu çalan neydi?” diye sorması gibi, bazen biz de sonradan kulaklarımızı ovuşturup, hepten şaşkın, hepten mahcup soruyoruz, “Neydi yaşadığımız?” dahası “Kimiz biz aslında?” diye; ve dediğim gibi sonradan sayıyoruz yaşantımızın, yaşamımızın, varoluşumuzun çınlayan on iki çan sesini -ah! yanlış da sayıyoruz üstelik… Zorunlu olarak yabancı kalıyoruz kendimize, anlamıyoruz kendimizi, yanılmak zorundayız kendimiz hakkında, “Kişi kendine en uzak olandır.” sözü geçerli bizler için sonsuza dek -kendimizi bilmeye gelince, “bilenler” değiliz biz…
Ne kadar hoştur her konuşma ve seslerin her yalanı..
Sayfa 7
“Kutsal kitaplarda çokça adı geçen 'şeytan', gerçek dünyada size ahlak dersi veren bir yobazdan başka bir şey değildir." diyor ve ekliyor: "Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur.'”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.