Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ailem ve Diğer Yahudiler

Roni Margulies

Sayfa Sayısına Göre Ailem ve Diğer Yahudiler Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Ailem ve Diğer Yahudiler sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Ailem ve Diğer Yahudiler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mutlu muydular? Onu bilmek daha zor. Mutsuzluk kolay girer çünkü insanın hayatına; nesnel koşullardan bağımsız davranır, nedenli ve anlamlı olmak zorunda değildir.
İçine kapanıklığı, çekingenliği bu yabancılığı hiç aşamamış olmasından kaynaklanıyordu belki de.
Reklam
Göçmen olmak… :)
Dillere yatkınlığım, bilmediğim dillere bile söylediğim birkaç kelimeyi tam yerli aksanıyla söyleyebilmem, önce büyükbabamdan, sonra da birçok dilin hep birden konuşulduğu bir aile ortamında büyümüş olmamdan geliyor olsa gerek.
Ben niye ben olmuşum diye düşünmeden edemiyorum bazen!
O sorunsuzluk, sorumsuzluk, huzursuzluğun ne olduğunu bile bilmemenin verdiği o derin iç huzuru ne kadar uzak geliyor şimdi bana!
Ayaklarımın altından kaldırım taşları değil, yıllar geçerdi.
Reklam
Ne gerek var, artık biliyorum ki insanlar istedikleri gibi yaşamıyor, koşullar bir iki kısıtlı seçenek sunuyor bize, seçeneklerden en az kötü görüneni seçip idare etmeye çalışıyoruz.
Bunun bir eksiklik olduğunu düşünüyorum artık; acılarımı içime gömüp dünyaya hep güleç, hep vurdumduymaz gözlerle bakmak hoşuma gitmiyor değil, ama acılarımı paylaşmamanın maliyeti kaygılandırmaya başladı beni.
Babamla dostluğum, tüm yakınlığına rağmen, yine de mesafeliydi. Nedendir bilmem, bütün duvarları indirmek, tümüyle çıplak kalmak adeti ne onda vardı, ne bende var.
Gerçek mutluluk, düşünmeden, mutluluğun farkında bile olmadan yaşanan mutluluk; sonraki yıllarda beynim buna bir daha hiç izin vermedi.
Reklam
Bir yanım ciddi, bir yanım vurdumduymaz; bir yanım evcil, bir yanım derbeder; “Ben iki kişiyim, elimden gelen bu.”
Tüm bu gezilerde, içimde tam anlam veremediğim bir korku olurdu hep. Evden uzak olmak korkusu. Yıllarımı aldı bunu aşmak. Şimdi daha iyi yorumlayabiliyorum bu korkuyu: Korunmuş bir çocukluk, evhamlı bir anne insana, bilinçli veya bilinçsiz, dünyanın düşman ve korkulu bir yer olduğu hissini veriyor. Oysa, bir süre yalnız yaşadıktan sonra dünyanın ne dost ne de düşman olduğunu, kimseyi takmadığını anlıyor insan.
O kadar haklı ki...
Türk hocaların çoğu Şefik Bey gibi olduğundan, çocukların saygısını ve sevgisini kazanmaya çalışmak yerine bu saygıyı salt hoca oldukları için zaten hak ettiklerini düşündüklerinden, hiçbirini sevmez ve saymazdık. İnsanın kendinden değil de, unvanından, yaşından, üniformasından kaynaklanan bu hak iddia ve beklentisi beni o zaman da rahatsız ederdi, bugün daha da çok ediyor. Ve Türkiye’de öylesine yaygın ki.
Ve oturup ağladım. Dedem ve babam için değil, okunmamış ve artık okunamayacak kitaplar için, yaşanmamış ve artık yaşanamayacak hayatlar için ağladım.
Ölüm, mutsuzluk, yaşama isteğini insanın elinden çekip alacak kadar büyük bir mutsuzluk. Üst üste gelen mutsuzluklar. Yaşamı yaşanır kılan küçük şeyleri, ezici bir dengesizlikle silip görünmez hale getiren mutsuzluklar. Bunları böylece düşünmedik. Ama ben haftalarca, aylarca toparlanamadım. Kendimi niye kötü hissettiğimi bilmeden, keyifsiz, tatsız günler geçirdim.
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.