Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Akasya ve Mandolin

Mustafa Kutlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Gerçek bir kahkaha, içten bir gözyaşı, kalpten gelen bir “merhaba” bulamıyoruz. Gerçeğin kaybolup imajların hakim olduğu bir ortamda, acaba diyorum şiirin, sanatın ve kültürün yeri, hâlâ bizim eskiden bildiğimiz yer midir?
Sayfa 81 - dergâh yayınlarıKitabı okudu
Biz şimdi ne doğana doğru-dürüst sevinebiliyor; ne ölene yeterince üzülebiliyoruz. Galiba buna vakit yok.
Reklam
Asaletin ölçüsü para değil, ahlaktır.
Ama insanoğluyuz hepimiz, göğe bakıyor ve o karanlıkta yıldızımızı aramaktan geri duramıyoruz.
Sayfa 128 - dergâh yayınlarıKitabı okudu
Gerçek bir kahkaha, içten bir gözyaşı, kalpten gelen bir "merhaba" bulamıyoruz.
Hayırlı sabahlar
O bölgeye bırakın gidecek sanatçıyı, bir öğretmen, bir doktor tayin ediyorsunuz, iki ay sonra nasıl kurtulurum, nasıl bir yolunu bulur da tayinimi çıkarırım diye torpil aramaya çalışıyor...
Reklam
Dedik ya, İstanbul'u gezmenin de bir âdâbı var. Bir yere gitmek, bir yeri gezmek esas itibarı ile bir "fetih" olmak gerekir. Aksi takdirde "görenlerden" değil de sadece "bakanlardan" oluruz.Bu münasebetle Istanbul'u gezmeye de Eyüp Sultan'dan başlanılır. Sözü nereye getirmek istediğim herhalde anlaşılmıştır. Bu bir "fetih" meselesi olduğu için esas itibarı ile "erenlerin himmeti" başta gelecektir. Tanpınar bu babda şöyle diyor: "Eski medeniyetimiz dini bir medeniyetti. Beğendiği, benimsediği adama ölümünden. sonra verilecek bir tek rütbesi vardı: evliyalık. Halkın sevgisini kazanmış adam mübarek tanınır, ölünce veli olurdu. Onun içindir ki Istanbul evliya ile doludur. Bunların başında fetih ordusunun şehitleri gelir. Onların mazhariyeti hak ve millet uğruna kazanılan rütbeden de üstündü. Çünkü bu ordu, genç hükümdarından en son neferine kadar mübarek bir ordu idi, tuğlarını İstanbul surlarının karşısına dikmeden asırlarca evvel övülmüştü. Hepsi veli idiler. Biz şimdi fetih tarihini garplılardan okuyor, Fatih'in hayatındaki aksaklıkları tenkit ediyor; ilim, sosyoloji filan yapıyoruz. Eskiler işi büsbütün başka türlü görüyorlar, İstanbul'u fetheden milli hamleye ilahi bir mahiyet veriyorlar, bu işte hiç bir izafiliğe yanaşmıyorlardı. Hemen her yerde, çoğu surların etrafında olmak üzere, fetih şehitlerinin mezarları vardır. Bunlar Türk Istanbul'un tapu senetleridir. İstanbul'da bizim hayatımız bu şehit türbelerinin etrafındaki hürmetle başladı." (Beş şehir.) Evet, Istanbul'u dolaşmaya işte bu "hürmet" ile başlamak gerekir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.