Susuyordum.. Fakat dış dünya kafamda bir ates topu gibi koşmaya devam ediyordu.. Bu dunya gercekten var mı? Insanlar hala sinema kuyruğuna giriyorlar mı? Gülüyorlar mı? Bahcelerde oturuyorlar mı? Arabalar! Hala caddelerde ilerlemiyorlar mı? Satıcılar, bakkalar ve müzeler? ...
Bu yıllar geçer de tekrar dışarı cıkar mıyım? Yedi yıl, altı yıl, daha da uzunu: binlerce gün geçti, hala hüküm yediğim sürenin yarısı bitmedi. Biter mi bu süre? Bizim için yeni bir suç uyduramazlar mı? Hapiste bir beş yıl daha geçiremez miyim? Bunlardan herşey beklenir.
" Daha çok uyuyacağız...Ölüm ve uyku birbirine benzer. Aralarında ilkinin uzun diğerinin kısa olmasından başka hiçbir fark yok ...Daha uzun yaşamak için kalkmaya ne dersin?"