“Anılmak var hayırla, rahmetle dua ile. Anılmak var lanetle, ya da acı bir tebessümle, dudak büküşle… Anılmak var iyi bir namla, şanla, imanla. Anılmak var ahla, vahla ya da kahkahayla.”
Niğde Dava Hanımları Okuma Grubu olarak bugün, Mart ayının vatanımız için anlam ve önemine binaen “Akifçe Tespitler Değerlendirmeler” kitabımızı tahlil ettik.
12 Mart 1921 İstiklal Marşımızın kabulü ve 18 Mart Çanakkale Zaferimizin gururu ile ecdadımızı andık.
Akif’i konuştuk bugün Asımın Nesli olmak adına.
O dönemdeki duruşunu, sessiz gibi
Yazarın cümleleri ile kitabın gayesi:
"Özelde ülkenin genelde İslam dünyasının yarınları için kaygılananlar için bir kez daha, belli sınırlar içinde gelişmelere Akifçe bakmak ihtiyacını duyurmak gayreti bu kitapçığın varlık sebebidir. Akif'in mısralarını terennüm edip onu can kulağıyla dinlemeliyiz. Kim bilir belki kendimize gelir, özümüzü, yönümüzü, yolumuzu ve gerçek gücümüzü keşfeder de bize ait güçlü ve mutlu toplumu yeniden inşa ederiz."
Milli şairimize farklı bir bakış açısı ile bize ışık tutan hocamız ve okumaya değer kitaplardan...
Akif, ömür boyu İslami bir imana gönül vermiş ve bunun gereklerini kendi çapında sürekli bir mücadele ile yerine getirmeye çalışmıştır. Safahat , bu samimi imanın ürünüdür. Okuyana güç kaynağı olması da temelindeki Akif’e ait bu samimi imandır. Safahat’ta tek mısra yoktur ki, Akif’in imanının nurunu yansıtmasın.
Süleyman Nazif, Necid çöllerinden Medine’ye başlıklı şiirini kastederek, “Bunu yazmak için yalnız Mehmed Akif kadar şair olmak yetmez, Mehmet Akif kadar dindar olmak lazımdır” der.