EBÛ HHAYYÂN TEVHîDî
(Nişnbûr 930-Şiraz 1023)
Bağdat'ta fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ebû Hayyân, babası "tevhîd" denen bir tür hurma sattığı için Tevhîdî diye ünlenmişti. Küçük yaşta annesini kaybeden Tevhîdî kendisine pek de iyi davranmayan amcasının yanında yetişti. İlerleyen yaşlarında dönemin en büyük mantık ve
"Büyük küçük herkes bilir ki, her insan ciğeriyle nefes alır, burnu ile koklar , kolları ile uzanır ve istediği şeyi alır, herkes kendi karakterinin gereği ne ise ona göre hareket eder herkes kendi bilgisi niyeti ve çabası ölçüsünde karşılık bulur. "
Herkes karakterinin biçimlendirdiği, soyunun elverdiği, iç dünyasının arzuladığı şeyleri ve çamurunun yoğrulduğu kadarını benimseyebilir. Bundan sonrası ise, kişinin azmine, sebatına, isteğine ve yaşantısına göre cereyan eder.
Ne var ki, sezgi ve zann sahibi bir varlık olarak tasarlanan, akıl ve duyu ile donatılan insan, sürekli olarak eksiklik ve fazlalık arasında gidip gelmekte , her an için mutluluk ve bahtsızlık ile karşı karşıya kalmaktadır