Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alamut Efsaneleri

Farhad Daftary

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Haşaşi efsaneleri denen bu hikâyeler, İslâm ile ilgili her konuda son derece bilgisiz olan ve seferlerden geri dönen Haçlıların anlattıkları hayal ürünü ve çarpıcı doğu masallarına karşı büyük merak duyan Avrupa'da kısa sürede popülerlik kazandılar.
Hasan sabbah Alamut'a yerleşir yerleşmez, bu eski kalede aşamalı olarak yenilemeler yaptı ve onun tam anlamıyla zapt edilemez hale getirdi. Bunun yanında su kanalları açarak ve çok sayıda ağaç dikilerek, Alamut vadisindeki tarım ve sulama sistemlerini geliştirdi (uzun kuşatmalara dayanabilmek için ) Marco Polo'nun kaleme aldığı masallardan birinde anlatılan, ismaili lideri tarafından yaptırılan "gizli cennet bahçesi" bu bölgede bulunmaktadır.
Sayfa 57
Reklam
El-amir'in, 1123 yılında yazılarak Suriye'ye yollayan ikinci mektubunda Nizari İsmailileri herhangi bir açıklama yapılmadan ilk kez "haşhaşiye" adıyla anılmışlardır.
...Nizari devletinin ilk yıllarından itibaren Selçuklular, kuzey İran ve Horasan'daki Nizari topraklarına seferler düzenlediler. Ancak üstün askeri güçlerine rağmen Nizarileri savaş alanında yenmekte başarılı olamadılar. Bunun sebebi Nizarilerin gösterdikleri inanılmaz birlik ruhu ve farklı bölgelerde konuşlanmış kalelerinin zapt edilemez oluşuydu. Selçuklular ve Sünni yandaşları da bunun sonucunda başka bir politikaya başvurdular: Nizari İsmâilîlerini toplu halde katletmek. Bu yöntem kent bölgelerinde yaşayan ve İsmâilî olmaları nedeniyle suçlanan insanların, ateşe atılarak ya da kılıçtan geçirilerek öldürülmeleri şeklinde uygulandı ve özellikle Nizarilerin gerçekleştirdiğinden şüphelenilen suikastlardan sonra daha da şiddetlendi. Halep, Şam, Kazvin ve İran'daki Selçuklu başşehri İsfahan başta olmak üzere, güney Horasan'daki kasabalar ve diğer bölgelerdeki şehirlerde çok sayıda Nizari bu şekilde katledildi ve mallarına el konuldu....
İlk İsmâilîlerin başlattığı,geri gelecek olan bir Mehdî'yi işaret eden ve eylemci bir nitelik taşıyan bu hareket özellikle, kendi liderlerinin sessizliklerinden ve politikalarındaki pasifliklerinden hoşlanmayan İmâmî Şiîleri arasında büyük ilgi uyandırmıştı
.....Bahreyn Karmatîleri, 927 yılında Abbasilerle girdikleri bir muharebenin ardından neredeyse Bağdat'ı zapt edeceklerdi. Ebu Tahir'in yıkıcı faaliyetleri, hac döneminde Karmatî ordusunun başında Mekke'ye girip şehri yağmalaması ile son buldu. Karmatîler hacılara günlerce işkence uyguladılar ve sayısız kez kutsal varlıklara saygısızlık gösterdiler. En sonunda da, muhtemelen İslâm çağının sona erdiğini sembolize etmek amacıyla kutsal Kâbe taşını yerinden alıp başkentleri el-Aksa'ya götürdüler. Karmatîlerin Mekke'yi yağmalaması tüm İslâm dünyasını şok etmişti..........................................Karmatîler nihayet 951 yılında, bazı İsmâilî karşıtı kaynakların iddia ettiği gibi Fâtımî halifesi el-Mansur'un (946-53) talebine cevaben değil, Abbasiler tarafından ödenen yüklü miktardaki tazminat karşılığında kutsal Kâbe taşını iade ettiler.
Reklam
Nizariler, bağımsızlıklarını ve siyasi güçlerini kaybettikten sonra artık Yakın Doğu'daki politik olaylar üzerinde hiçbir etkin role sahip olmadılar ve Frenklerle aralarında bundan sonra hiç doğrudan bağlantı kurulmadı. Durum böyle olunca, Frenkler Ortaçağın sonraki dönemlerinde Nizariler hakkında yeni hiçbir şey öğrenemediler. Bu sayede Marco Polo ve diğer batılıların son derece süslü ve hayal ürünü masallarının yayılması için gereken zemin hazırlanmış oldu. Bundan sonra da, sözde mantıkçılık ve nesilden nesle aktarılan düzmece tarihçiliğin eseri olan Haşaşi masalları çıktı...
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.