Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alamut Efsaneleri

Farhad Daftary

Alamut Efsaneleri Gönderileri

Alamut Efsaneleri kitaplarını, Alamut Efsaneleri sözleri ve alıntılarını, Alamut Efsaneleri yazarlarını, Alamut Efsaneleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
296 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Kitabın özeti şu 4 paragrafla özetlenebilir: "Ortaçağ Avrupalılarının "hayalci cehalet'leri ile ortaya çıkmış olan bu efsaneler, parçalar halinde bazı önemli bilgi kırıntılarına ve yanlış bilgilere, bunun yanında da yanlış anlaşılmış söylencelere, düşmanca suçlamalara ve yerel ağızlardan edinilmiş abartılı yarı gerçek anlatımlara dayanmaktaydı." " Dahası, Marco Polo'dan önceki hiçbir batılı çalışmada, fedailerin eğitildikleri yerlerle, kendilerine bedensel zevkle rin sunulduğu dünyevi cennet arasında belirgin bir bağlantı bulmak mümkün değildir." " Efsanelerin bir kısmını bir araya getiren ve bunların üstüne tamamen kendi ürünü olan, fedailere dünyevi zevklerin sunulduğu "gizli cennet bahçesi" hikâyesini de ekleyerek katkıda bulunan Marco Polo sayesinde popüler bir şekle büründü. " " Nizarilerin modern yöntemlerle tekrar ele alınmaları sonucunda Wladimir Ivanow (1886-1970), Marhall G. S. Hodgson (1922-68) ve Bernard Lewis'in öncülüğünde ortaya çıkan eserler sayesinde, eğitime önem veren ve misyonlarına manevi bir değer katan Alamut dönemi Nizarilerinin artık duygusuz cinayetler ve kötülükler işlemek için eğitilen uyuşturulmuş suikastçılardan oluşan bir örgüt olmadığı anlaşıldı."
Alamut Efsaneleri
Alamut EfsaneleriFarhad Daftary · Yurt Kitap Yayın · 200847 okunma
Haşaşi efsaneleri denen bu hikâyeler, İslâm ile ilgili her konuda son derece bilgisiz olan ve seferlerden geri dönen Haçlıların anlattıkları hayal ürünü ve çarpıcı doğu masallarına karşı büyük merak duyan Avrupa'da kısa sürede popülerlik kazandılar.
Reklam
Zaman içinde, Marco Polo'nun kalemiyle zirveye ulaşan Haşaşi efsaneleri hiçbir temele dayanmadan oraya buraya çekilmişler ve "Haşaşi"nin karşılığı olan "Assasin" kelimesi, ihmalkâr bir etimoloji ile Avrupa dillerine "katil, suikastçı" anlamına gelen bir kavram olarak girmiştir.
Ortaya atılan uydurma hikâyelerin yolculuğu böylece Bağdat'ta İbn Rizam'la ile başladı ve Çin, İran, Suriye ve başka pek çok bölgeden geçerek Marco Polo tarafından Cenova hapishanesinde tamamlandı ve Müslüman yazarların ortaya attığı İsmâilî karşıtı "kara efsane", Hıristiyan Haçlıların "Haşaşi efsaneleri"ne dönüştü. Gerçek tarihçilikten yoksun Haşaşi efsaneleri aslında söylentilerle oluşturulmuş bir tarihin mirasıyla ortaya çıkmıştı.
Ortaya atılan uydurma hikâyelerin yolculuğu böylece Bağdat'ta İbn Rizam'la ile başladı ve Çin, İran, Suriye ve başka pek çok bölgeden geçerek Marco Polo tarafından Cenova hapishanesinde tamamlandı ve Müslüman yazarların ortaya attığı İsmâilî karşıtı "kara efsane", Hıristiyan Haçlıların "Haşaşi efsaneleri"ne dönüştü. Gerçek tarihçilikten yoksun Haşaşi efsaneleri aslında söylentilerle oluşturulmuş bir tarihin mirasıyla ortaya çıkmıştı.
Hasan Sabbah ile ortaya çıkarılan ve İran ve Suriye'deki diğer Nizari liderler tarafından da devam ettirilen isyan doğal olarak, Müslüman toplumunun büyük bir kısmının İsmâilîliğe olan düşmanlığının hedefi haline gelen Nizarilere karşı hem askeri hem de yazınsal alanda bir tepkinin oluşmasına yol açtı. Ve zamanla, İsmâil'i karşıtı tavırlar sonucunda ilk İsmâilîler hakkında çıkan uydurma hikâyeler, İslâm hakkında çok az şey bilen ve Nizariler hakkında ise hemen hemen hiçbir şey bilmeyen Haçlılar tarafından oluşturulan Haşaşi efsaneleri ile hayal gücünün doruklarına taşındı. Bir anlamda Haşaşi efsaneleri, Hıristiyanlar ile Haçlı döneminde Müslümanlar arasındaki sözsüz bir işbirliğinin sonucu olarak ortaya çıkarıldı.
Reklam
.....Hasan Sabbah, otuz yıllık liderlik yaşamı boyunca Alamut'tan dışarı adım atmamış, şarap içmekle suçlanan oğlunu tereddüt etmeden idam ettirmiş ve karısıyla kızlarını uzaktaki başka bir kaleye yollayarak, orada örgü örerek kendi hayatlarını idame ettirmelerini istemiş sade ve son derece dindar bir Müslüman'dı. Oldukça düşmanca bir ortamın içinde kurduğu birleşik devleti ve bağımsız hareketi, Şiî ideolojisi ve katı prensipler üzerine oturtmuştu.
.....1143 yılında tamamlanan Kuran'ın Latince tercümesi, İslâm'daki cennet inancının ortaçağ Avrupalıları tarafından öğrenilmesini sağlamıştı ve 12. yüzyılda Pedro de Alfonso ile O'nun izinden gidenler, İslâm'daki "cennet bahçesi"nin sunduğu dünyevi zevklere eleştirel bir dille vurgu yaparak, İslâm'ın ruhani bir din olmadığını, bu nedenle de Hıristiyanlıkla karşılaştırılamayacağını savunmuşlardı. Avrupalıların Kuran'daki betimlemelerden esinlenerek oluşturdukları İslâmi cennet kavramı, bir zaman sonra Haşaşi efsanelerine de nüfuz etti ve bunun sonucu olarak Marco Polo'nun detaylı olarak tasvir ettiği Nizarilerin "cennet bahçesi" ortaya çıktı.
Nizariler, bağımsızlıklarını ve siyasi güçlerini kaybettikten sonra artık Yakın Doğu'daki politik olaylar üzerinde hiçbir etkin role sahip olmadılar ve Frenklerle aralarında bundan sonra hiç doğrudan bağlantı kurulmadı. Durum böyle olunca, Frenkler Ortaçağın sonraki dönemlerinde Nizariler hakkında yeni hiçbir şey öğrenemediler. Bu sayede Marco Polo ve diğer batılıların son derece süslü ve hayal ürünü masallarının yayılması için gereken zemin hazırlanmış oldu. Bundan sonra da, sözde mantıkçılık ve nesilden nesle aktarılan düzmece tarihçiliğin eseri olan Haşaşi masalları çıktı...
...Tıpkı aynı dönemde ortaya çıkan Haşaşi efsaneleri gibi bir süre sonra kendine has bir yazınsal birikime ulaşan bu hikâyelere göre Sarazenler (Müslümanlar) yanlış bir üçlemeye inanan şuursuz bir halktı ve Mahomet (Hz. Muhammed) ise bir büyücü idi. Hatta Hz. Muhammed Roma Kilisesi'nde bir kardinalken başkaldırmış ve Arabistan'a kaçarak burada kendisi bir kilise kurmuştu.
Reklam
Dağda yaşayan insanlar, köylüler ve küçük kasabalarda oturan gruplardan oluşan Alamut dönemi Nizari toplumu, her şeye rağmen kültürel bir bakış açısı ve yazınsal bir gelenek sürdürmeyi başarmış, bunun dışında entelektüel ve bilimsel faaliyetlere de değer vermiştir. Hasan Sabbah bizzat kendisi Alamut'ta eşsiz bir kütüphane kurmuş, burada toplanan İsmâilî ve İsmâilî olmayan çalışmalar, Moğollar yok etmeden önce muazzam bir büyüklüğe ulaşmıştır. Nizariler, Horasan ve Suriye'de de kütüphaneler kurmuşlar, buralarda her tür dini ve tarihi çalışmaların yanında, arşiv niteliğindeki belgeler, bilimsel yazılar ve gereçler de bulundurmuşlardır.
Topluluğun ve devletin kurucusu olan Hasan Sabbah her şeyden önce, yaşamı boyunca son derece sade bir hayat tarzını benimseyen ve tarikat içinde İslâm'ın kurallarının büyük hassasiyetle uygulanmasını sağlayan bir stratejist, yol gösterici ve fikir adamıydı. Herhangi bir rekabetçi anlayışa sahip olmayan Sabbah'a karşı, kendisini sayyidna yani efendimiz ismiyle çağıran Nizariler tarafından büyük saygı duyuluyordu. Alamut'taki mezarı, 1256 yılında Moğollar tarafından yıkılana kadar bir hac mekânı vazifesi gördü. Hasan, Nizari İsmâilî halkının dini temellerini belirlediği bilimsel eserler de ortaya koydu. Ama yoğun bir tempo içinde silahlı ayaklanmalarını idare etmek ve düşmanlarıyla dolu çeşitli muhitlerde hayatta kalmak için uğraşan Nizarilerin karmaşık dini ve felsefi spekülasyonlarla uğraşacak pek vakitleri yoktu.
Abbasiler, tıpkı Fâtımîlere yaptıkları gibi, Nizari İsmâilîlerini ve öğretilerini etkisiz kılmak için de, karşıt görüşte yazılan tezleri finanse ettiler......Bu dönemde yazılan İsmâilî karşıtı eserlerin ilklerinden ve en çok itibar görenlerinden biri de el-Gazali'nin, Nizarilere ve öğretileri talime karşı kaleme aldığı el-Mustazhiri isimli eseriydi. ElGazali bu eserinde, kendi aklından uydurduğu ve ateistliğin en son aşamasına ulaşana kadar, akla gelebilecek her tür dinsiz davranışların izin verildiği kademeli bir Nizari eğitim sistemini ortaya attı. El-Gazali'nin İsmâilî karşıtı karalamaları, Alamut döneminde diğer Sünni yazarlar tarafından da benimsendi ve geliştirildi ki bu yazarların hepsi aynı zamanda, daha önceden Ibn Rizam ve Akhu Muhsin tarafından uydurulan çeşitli efsaneler konusunda da bilgi sahibiydiler....
...Nizari devletinin ilk yıllarından itibaren Selçuklular, kuzey İran ve Horasan'daki Nizari topraklarına seferler düzenlediler. Ancak üstün askeri güçlerine rağmen Nizarileri savaş alanında yenmekte başarılı olamadılar. Bunun sebebi Nizarilerin gösterdikleri inanılmaz birlik ruhu ve farklı bölgelerde konuşlanmış kalelerinin zapt edilemez oluşuydu. Selçuklular ve Sünni yandaşları da bunun sonucunda başka bir politikaya başvurdular: Nizari İsmâilîlerini toplu halde katletmek. Bu yöntem kent bölgelerinde yaşayan ve İsmâilî olmaları nedeniyle suçlanan insanların, ateşe atılarak ya da kılıçtan geçirilerek öldürülmeleri şeklinde uygulandı ve özellikle Nizarilerin gerçekleştirdiğinden şüphelenilen suikastlardan sonra daha da şiddetlendi. Halep, Şam, Kazvin ve İran'daki Selçuklu başşehri İsfahan başta olmak üzere, güney Horasan'daki kasabalar ve diğer bölgelerdeki şehirlerde çok sayıda Nizari bu şekilde katledildi ve mallarına el konuldu....
İleride göreceğimiz üzere, haşhaş kullanan anlamına gelen ve Müslüman rakipleri tarafından Nizarileri kötülemek amacıyla maksatlı olarak çıkarılmış olan haşişiye, haşişiyin veya haşişin gibi isimler, suikast eylemine ilk kez tanık olan batılılar tarafından, fedailer için kullanılmaya başlandı. Maksatlı olarak çıkarılmış olan bu terimlere ve eksik bilgilere sahip gözlemciler ve yazarlar tarafından uydurulmuş masallara rağmen, tehlikeli görevlerini yerine getirecek fedaileri motive etmek veya şartlandırmak amacıyla haşhaş ya da başka bir uyuşturucu maddenin kullanıldığına dair ortada hiçbir kanıt yoktur. Tam tersi, hem İran hem de Suriye'de inanılmaz bir birlik ruhu ve kendini adamışlık örneği gösteren bu fedailer, görevlerini başarıyla yerine getirebilmek adına uygun fırsatı yakalayabilmek amacıyla, çok uzun süreler boyunca sabırla beklemek zorunda kaldıkları için sürekli tetikte ve ayık durumda olan insanlardı. Elde bulunan kanıtlar göstermektedir ki; gerçekte Nizari fedaileri, dinlerine ve ait oldukları topluma hizmet etmek amacıyla, inançlarının bir göstergesi olarak kendilerini feda etmeye gönüllü olan genç ve adanmış insanlardı.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.