Alamut'un Fedaileri sözleri ve alıntılarını, Alamut'un Fedaileri kitap alıntılarını, Alamut'un Fedaileri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cengizhan’ın ve onu izleyenlerin katlettikleri insanlar ölmemiş olsaydılar, bugün yeryüzünde dikilecek yer kalmazdı.
(Anonim bir İranlı yazar, yaklaşık 1347.)
Hasan bir savaşçı değildi ama savaşın en temel kuralını anlamış olduğu görülüyor: Düşmanını tanımak ve onu neyin harekete geçireceğini, neyin hareketsiz kalacağını bilmek…
Alamut'un Fedaileri
James Waterson
Alamut, Hasan Sabbah ve Fedailerinin
Pek az hareket, tarihe Haşhaşinlerinki kadar korkutucu bir gölge düşürebilmiştir. Bu gizemli İslam tarikatının ateşli inanırları, Cennet Bahçeleri'nin en üst katlarında yer edinecekleri vaadi sayesinde siyasi cinayet sanatının ustaları haline gelmişlerdi. Yöntemleri,
Çarpışmalar, en uygun koşullar altında bile belirsiz işlerdir ve onlardan ne pahasına olursa olsun kaçınmak, en azından rakibe karşı her türlü üstünlük edinilmeden bu işe kalkışmamak basit sağduyunun gereğidir.
... Marco Polo’nun ve diğer Avrupalı yazarların İsmailî Haşhaşinlerin siyasi cinayetlerini işlemeden önce haşhaş, hatta afyon yuttukları yolundaki iddiaları gülünçtür.
Âlim de cahil de tarihi anlayabilir. Çünkü yüzeyden bakılınca tarih, zarafetle sunulup, atasözleriyle süslenmiş siyasi olaylardan, hanedanlardan ve uzak geçmişte yaşananlardan oluşur. (...)
-İbn. Haldun
Hasan bir savaşçı değildi ama savaşın en temel kuralını anlamış olduğu görülüyor: Düşmanını tanımak ve onu neyin harekete geçireceğini, neyin hareketsiz kalacağını bilmek…
Haşhaşinlerin cinayetlerinde kadın ve çocuk öldürdüklerine dair bir kayıt kesinlikle yoktur ve hiçbir görevlerinde siviller, bizlerin bugün yarım ağızla, “ikincil hasar” dediğimiz türden şeylere maruz kalmamışlardır.
Hasan sabbah bir savaşçı değildi ama savaşın en temel kuralını anlamış olduğu görülüyor. Düşmanını tanımak ve onu neyin harekte geçireceğini ve neyin hareketsiz kılacağını bilmek.,..
Selçuk “ortak hattı” bu düşüncelerin üzerine kurulmuştu ve dini söylemi, zarafetle ulusalcı söylemle bağlanmıştı. İktidar, İsmaililerin sinsi sapıklardan oluştuklarını, İran’a zarar vermek istediklerini ve dini yok etmek istediklerini öne sürüyordu. Hasan Sabbah’ın yeni Nizarî İsmaillileri de ayrıca ahlaksızlık ve cinayetle suçlanıyorlardı.
Bir kadın arka bahçesine altın dolusu bir testi gömdü, sonra her gün arka bahçesinde altın dolu testisi olduğu için mutlu uyanıyor, her sıkıntısında benim altın testim var diyor ama halbuki daha gömdüğü gece o testiyi çalmışlardı ve kadın yalan mutluluğu yaşıyordu.