Başka türlü bir şey benim istediğim,
Ne ağaca benzer, ne buluta benzer;
Burası gibi değil gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız,
Rengi başka, tadı başka.
Tutturdu ille de küçük beyin el falına bakacak
Kaptı elimi bumburuşuk avucuna
Dua-mua mırıldanıyor
Sıkıldım elimi kurtardığım gibi bir koşudur kopardım
Koş, koş, daha çok koşarsın sen! diye
Cıyakladı ardımdan...
Cazının falı resmen doğru çıktı:
Çocukken hadi neyse
Büyüdüm yine koştum koşturdum
Ekmek parası için koştum durdum
Ayten' in peşinden koş baba koş
İnandığım dava uğruna koştum hep
Gün kavuştu
Kocaman bir karabaş uzandı bahçeye
Burnu ıslak, gözleri cevahir, derken
Gözgözügörmez çadırında yağmurun
Gözbebeklerinin yedigöllerini seyrediyorum
Aşkın kanununu yazıyorum yeniden
Ohannes Brahms çalıyor eski plâkta
Sanat uzundur hayat kısa