Âlemlerin Efendisi(s.a.v.) ve Osmanlı Sultanları

Muzaffer Taşyürek

En Beğenilen Âlemlerin Efendisi(s.a.v.) ve Osmanlı Sultanları Gönderileri

En Beğenilen Âlemlerin Efendisi(s.a.v.) ve Osmanlı Sultanları kitaplarını, en beğenilen Âlemlerin Efendisi(s.a.v.) ve Osmanlı Sultanları sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Âlemlerin Efendisi(s.a.v.) ve Osmanlı Sultanları yazarlarını, en beğenilen Âlemlerin Efendisi(s.a.v.) ve Osmanlı Sultanları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Moğol istilasıyla Anadolu'nun bir harabe haline döndüğü yıllarda, atayurdu Mâverâünnehir ve Türkistan'dan kopup gelen Türkmenler, âlimler, gaziler ve dervişler, Anadolu'daki siyasî çözülme, parçalanma ve çatışma ortamından kurtulmak için "uç"lara yöneliyorlardı. "Uç"larda yani Bizans'la sınır topraklarda, küffara karşı "cihad" ve "gazâ" imkânına kavuşuyorlar; din kardeşlerinin iç sürtüşmeler yüzünden birbirleriyle savaşmalarının vebalinden kurtulmuş oluyorlardı.
Osmanlı, Hz. Peygamber'in övdüğü kumandan ve asker olma şerefini Fâtih Sultan Mehmed Han zamanında kazanmıştı. "İ'lâ-yi kelimetullah ruhu" yine genç Fâtih döneminde hızla yükselmeye başlamıştı.
Reklam
Bu dünya fanidir sakın aldanma. Mağrur olup tac u tahta dayanma. Yedi iklim benim deyu güvenme. Uyan ey gözlerim gafletten uyan! Uyan uykusu çok gözlerim uyan! -Sultan 3. Murad Han
İstanbul'dan gönderilen mühendis, mimar ve ustalardan oluşan yüzlerce sanatkâr, mescidin genişletme ve tamir çalışmalarını on iki yılda bitirdiler. Mescidin inşası için Medine'ye yakın yerden kırmızı taşlar kesilmiş, mermerler ise Anadolu'dan getirilmiştir. Bu taşlar "Rûh-ı Resûlallah çekiç sesinden rahatsız olmasın" düşüncesiyle mescidden uzak bir yerde şekillendirilmiş, yeşil ipeklere sarılıp Yâsînler, Fâtihalar, İhlâslar okunarak tekbir ve salat ü selâmlarla Mescid-i Nebevî'ye götürülerek tâzim ve hürmetle yerine konulmuştu. Taşlar yerleştirilirken, az da olsa çekiç darbelerinden çıkan seslerin Resûlallah Efendimiz'i [sallallahu aleyhi vesellem] rahatsız etmemesi için çekiçlere keçe sarılmıştır.
İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olamazsınız. Hz. Muhammed [s.a.v)
"Yabancı bir kumaş tâcirinin Osmanlı ülkesine gelerek bir kumaş imalathanesinin mallarını beğenip hepsini almak istedikten sonra, mal sahibinin kumaş toplarını denklerken bir top kumaşı ayırdığını görüp bu hareketinin sebebini sorması üzerine, Osmanlı esnafı 'Onu sana veremem, kusurludur' cevabını vermiştir; yabancı tâcirin, 'Ziyanı yok, önemli değil' demesine rağmen Osmanlı esnafı o kumaş topunu vermemekte direterek, 'Benim malımın kusurlu olduğunu söyledim biliyorsunuz. Fakat siz onu kendi memleketinizde satarken, alıcılarınız orada benim bunları size söylemiş olduğumu bilmeyeceklerdir. Böylece de müşterilerinize kusurlu mal satmış olacağım. Neticede Osmanlı'nın gururu, şeref ve haysiyeti rencide olacak, bizi de hilekâr sanacaklardır. Onun için bu sakat topu asla size veremem' diyerek kumaşı vermeyişinin sebebini izah etmiştir."
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
57 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.