Ana yada kadın , Alawi erkanına göre , doğuran , öğreten , büyüten , besleyen , esirgeyen ve bağışlayan sıfatlarıyla hakkın mekan tuttuğu , vücüt bulduğu XANE’dir ve haktır. Öz yurttur. Vatandır. Cennet adı verilen mekanın ta kendisidir.
Bugünün eli kanlı zalimleri de aynı , dünyanın mazlumlarına , eşkiya , terörist diyorlar ,kendi eşkiyalıklarını teröristliklerini gizlemenin ve meşrulaştırmanın bir yolu olsa gerek.
Alawilik , eğer iktidar olanların çıkarınaysa; İslamın bir bölüğü , eğer çıkarına değilse ; “ din dışı , sapık bir inanç “ olarak görülebilmiştir. Bu , dün de böyleydi , bugün de böyledir.
“İslam yaratılışa ilişkin verdiği cevapta örneğin 'Kun fe Yekun' derken, Alawi, 'Enel Hak' demektedir.
İslama göre bütün bir kainat ve kainatı oluşturan varlıklar, öncesiz ve sonrasız olan, doğmamış, eşi ve benzeri olmayan, sıfatsız ve mekansız olan 'Rab-Allah' tarafından, önceden düşünülmeden, tasarlanmadan, her şey olduğu ve görüldüğü gibi yaratılmıştır. O, 'Kun fe yekun' demiştir, yani 'ol' demiş oluşmuştur. ;
Alawi'nin cevabı ise bunun tam tersidir. Ona göre 'varlık ve cihan olmadan önce O vardı'. O bir 'Nur'du ve 'varlık ve cihan o nur deryasında nur'du. Nur kendi kendisini doğurdu. Varlık ve cihan Hak kapısından, yani doğum kapısından gelerek sıfat ve mekan edinen, vücut bulan Hakk'tır. Yani 'Nur'dur. 'Aynayı tut yüzüne bak işte o sensin' Alawi'nin 'Her şey yaratıldı bir noktadan/ Nokta gizlidir esrarı yezdan' derken ifade etmek istediği budur. Bu, yaratılışa ilişkin Alawi cevabıdır ve ölçüdür.”