Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

(1300-1971)

Alevilerin Siyasal Tarihi

Necdet Saraç

Alevilerin Siyasal Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Alevilerin Siyasal Tarihi sözleri ve alıntılarını, Alevilerin Siyasal Tarihi kitap alıntılarını, Alevilerin Siyasal Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yüzyıllarca dışındaydı, şimdi içinde:
Bugünlerde "ehlileştirmek, kendilerine benzetmek için" sıkça Aleviliğin ne kadar İslam içinde olduğunu anlatan zihniyet o dönem de "Aleviliğin ne kadar İslam dışı sapkın bir mezhep olduğunu" anlatmak için ellerinden gelen her çabayı göstermişler.
Sayfa 123Kitabı okudu
Demirel ve Madımak:
Tarih 2 Temmuz 1993'tür. Bu kez yer Sivas Madımak'tır. Demirel artık Cumhurbaşkanıdır. Madımak Oteli'nde ablukaya alınan Aleviler yardım isterken, Demirel, Sivas Valisi'ne "Güvenlik güçleri ile halkı karşı karşıya getirmeyin" demiştir. Halk dediği 35 kişiyi yakan katiller sürüsüdür.
Sayfa 437Kitabı okudu
Reklam
Hacı Bektaş öncesi Alevi Ocakları vardır Anadolu'da. Kabileler halinde yaşamaktadır Aleviler Anadolu'da. Her Alevi yerleşim birimi yatay ilişkilerin güçlü olduğu "küçük bir devlet" tir aynı zamanda...
Alevi dünyasındaki araştırmacıların önemli bir bölümü, "Kurtuluş Savaşı"nda Alevilerin rolünü fazlasıyla abartır, Sünnilerin ve diğer İslam tarikatlarının Kurtuluş Savaşı'nda sanki rolü yokmuş gibi bir hava yaratırlar. Bu doğru değildir. Mustafa Kemal, mücadele sırasında bütün dini gruplarla ilişkiye geçer. Ulaşabildiği bütün dini liderlere, tarikat şeyhlerine mektup yazar, destek ister. Birçok farklı çevre Kurtuluş Savaşı sürecini destekler. Ciddi sayıda karşı çıkan olmakla birlikte Sünni din adamları savaşın her safhasında vardır.
Sayfa 203Kitabı okudu
Alevilerin en azından Kurtuluş Savaşı´nın başında bu mücadeleye destek vermekte tereddüt ettiklerini söylemek abartı olmaz. Çünkü Kurtuluş Savaşı, o dönemki ifadesiyle "Milli Mücadele, Şeriat ve hilafeti korumak" üzere yola çıkmıştı. En azından "resmi tez" böyleydi. Böyle bir durumda Alevilerin koşar adım hamle yapmaları düşünülemezdi. Şeriat ve hilafet dışında "milli" kavramı da o dönem daha çok "Islam milleti" vurgusu için kullanılıyordu. Misak-ı Milli ile bir ulus devlete değil, Osmanlı'ya atıf yapılmaktadır. Savaşa katılanların önemli bir bölümü Halifeyi kurtarmak için İslami motiflerle savaşa katılmışlardır. İslam, savaşın en sert olduğu dönemlerde bile hep bir adım öndedir. Bu durumu atlayan birçok Alevi araştırmacı, gereksiz bir şekilde Milli Mücadelede baştan itibaren Alevilerin rolünü abartırlar. Oysa Milli Mücadelenin ilk bileşenleri tereddütsüz, itihat-Terakkici çevreler, Ermeni ve Rum malları üzerine konan eşraf ve onlarla birlikte davranan Sünni ulemanın bir bölümüdür...
Sayfa 179Kitabı okudu
Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı forsunda tarih boyunca kurulmuş 16 Türk devletinin ismi ve bayrakları yer alır ama bunlar arasında bir Türkmen devleti olan Safevi Devleti yoktur. Safevi Devleti'nin "Türk Devletleri" arasında sayılmamasının en önemli nedeni Kızılbaş ve Şii olmasıdır!
Reklam
Mustafa Kemal’in Hacıbektaş ziyareti:
Mustafa Kemal’in Hacıbektaş ziyareti Aleviler açısından kuşkusuz önemlidir. Osmanlı'nın II. Beyazıt sonrası "ziyaret etmediği" dergâhın, sonrasında resmi olarak en üst düzeyde Enver Paşa tarafından ziyaret edildiği iddia edilmiştir. Yeni bir dönem tartışmalarının yapıldığı sırada, bu yeni dönemin en önemli ismi olan Mustafa Kemal'in dergâhı ziyareti bu anlamıyla önemlidir. Ancak bu ziyaretin "resmi tarih" anlatımlarında yeri yoktur ya da yok denecek kadar azdır. Bu konuda özel araştırma yapmadığınız sürece "resmi tarih yazımında" bu önemli ziyareti bulamazsınız!
Sayfa 195Kitabı okudu
1821'de başlayan ve Yunanistan'ın bağımsızlığını beraberinde getiren "Yunan İsyanı" Yeniçerilerin ve Bektaşilerin tasfiye sürecini hızlandırdı. Osmanlı Bektaşilerin gayrimüslimlere hoş görülü yaklaşımını çoktan terk etmiş ve Yunan isyanı başladığında "kâfirlere karşı İslam kardeşliğinde birleşilmesi" çağrıları yapılmıştı.
Sayfa 114Kitabı okudu
Hacı Bektaş Veli'nin, 1237-1246 dönemlerinde Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılma sürecinde Suluca Karahöyük'e geldiği sanılmaktadır. Bu dönem aynı zamanda Baba İlyas'ın örgütlediği ve Baba İshak'ın yönettiği "Babailer Ayaklanması" dönemidir.
Türkiye Birlik Partisi:
Genel Başkanın istihbaratçı asker olması, 1961'de CKMP'den aday olması, sonraki Genel Başkanın Millet Partisi'nden gelmiş olması, Demirel ile yakınlığının olması, kuruluşun "alelaceleye" getirilmesi Birlik Partisi'nin "derin devlet ilişkileri" tezini güçlendiren faktörlerdir. Ancak TBP girişimini, AP'den tasfiye edilen, CHP'de "adam yerine konulmayan", TİP'te "Alevi kimlikleriyle" itibar görmeyen, kendilerini sahipsiz ve yalnız hisseden Alevilerin cesur bir girişimi olarak da yorumlamak mümkündür. Bu "cesur girişim", iktidar deneyi olmayan Alevilerin tecrübesizlikleri, XVII. yüzyıldan itibaren iktidarla uzlaşmayı tercih eden Ulusoyların Adalet Partisi'ne teslim oluşları, arkasından 12 Mart darbesi ve Denizlerin idamına onay vermeleri, diğer dış faktörlerle birleşince TBP'de siyasi hüsranı da beraberinde getirdi. Parti Alevi toplumunda inandırıcılığını yitirdi...
Sayfa 491Kitabı okudu
Reklam
"Müdafaa-i Hukuk Cemivetleri"ni ilk kuranların çok önemli bir bölümünü İttihat ve Terakki üveleri oluşturduğu gibi, önemli bir bölümünü de özellikle Ermeni katliamina katılmış, haklarında Padişah tarafından soruşturma açılmış kişi ve gruplar oluşturuyordu. İç Anadolu ve Doğu Anadolu'da ise "Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri"ne hızla katılan, fiili olarak bu cemiyetleri oluşturan eşrafın en önemli özelliği Ermenilerin malları ile zenginleşmiş olduklarıdır. "Ermeni mallarının ve zenginliğinin yerel eşrafın eline geçmesi, onları da İttihatçılarla birlikte suç ortağı haline getirmişti. Onların içinde bulundukları bu durumdan kurtuluşlarının ancak yeni bir oluşuma bağlı olması, milliyetçi ekiple aralarında doğal bir koalisyonu zorunlu hale getiriyordu. Bu onları aynı zamanda Ankara hükümetine de yaklaştırıyordu... Yani Ermeni katliamında öldürülen insanların mallarının yağmalanmasında birlikte davranmış kesimler, Kurtuluş Savaşı'nda da koalisyon oluşturmuşlardır. Bu kesimler, Ermenilerin geri dönmesinden korktukları için Müdafaa-i Hukuk derneklerini kuruyor ya da güçlenmesi için ellerinden gelen katkıyı sunmakta tereddüt etmiyorlardı. Kurtuluş Savaşı esnasında Türk-Kürt birliğinin oluşmasında en önemli gerekçelerden biri bu idi."
Sayfa 176Kitabı okudu
Seyit Rıza:
Dersimli Seyit Rıza Ermeni isgalinden önce, 1915'de Rus işgaline karşı Ittihat-Terakki'nin yanında savaşmıştır. Bu nedenle kendisine maaş bile bağlanmıştır. Seyit Rıza'nın milislerinin "Munzur Dağları tarafında Fırat Nehri'ni geçerek gelen çeteler, eşkıya ya da milis kuvvetleri Ermeni Ceteleri bertaraf ederek Erzincan'ı işgalden kurtardığı" söylenir. Bu durumu Seyit Rıza 1937-38'de Dersim Olayları sırasında yaptığı görüşmeler sonucu gelip Erzincan Valisine teslim olurken de, kendisini teslim alıp Elazığ'a gönderen valiye sitayişini belirterek şöyle dediği söylenir : "Ben Erzincan'ı iki kere kurtardım ama Erzincan beni bir kere bile kurtarmadı." Seyit Rıza, Erzincan'ın bir kez Rus bir kez de Ermeni işgalinden kurtarılmasına doğrudan müdahale etmiştir. Ekim Devrimi'yle Ruslar çekildikten sonra Erzincan 1918'de Ermeni kuvvetlerinin denetimi altındadır. Seyit Rıza, bazı aşiretlerin kuvvetleriyle 13 Şubat 1918'de Erzincan merkezine girer, "Ermeni işgali" kırılır, sonra da Erzurum'a yönelir. Erzurum'da da Ermeni işgali kırılır ve şehir Kâzım Karabekir'in birliklerine bırakılır...
Sayfa 168Kitabı okudu
Haydari tacı
Safevilerin, birliği sağlamak ve 12 İmamları, ama özellikle de Hüseyin'in Kerbela'daki akan kanını simgelemek için kırmızı renkte ve 12 dilimli olan bir başlık takmaya başlaması "Kızılbaş" (Farsçası: Sürh-ser) kavramını da öne çıkardı. Bu taca Şah Haydari döneminde takıldığı için aynı zamanda "Haydari tacı" da denir...
Ancak Yeniçeri Ocağı'nın kurulmasında Hacı Bektaş Veli'nin ne rolü, ne de katkısı vardır. Birçok kaynağa göre Hacı Bektaş Veli 1271'de Hak'ka yürümüş, Osmanlı Devleti 1299'da kurulmak için hamle yapmış, Yeniçeri Ordusu da 1362-63'de kurulmuştur. Tarihler kesin değildir, kimi araştırmacılar Hacı Bektaş'ın Hakkka yürümesini 1337 olarak vermektedir. Bu bile doğru olsa, Hacı Bektaş Veli ile Yeniçeri Ordusu arasında doğrudan bağ kurulamaz. Yani Hacı Bektaş Veli Yeniçeri ordusuna "el vermemiştir". Kesin olan budur. Ancak bu kesinlik sonucu değiştirmez. Yani Yeniçeri Ordusu Bektaşi Babalarının himayesinde ve desteğinde şekillenmiştir.
1960 sonrası Aleviler tam anlamıyla kentle buluşur. İlk kez bir Cumhurbaşkanı Alevileri köşkte kabul eder. Alevilere yönelik sözlü ve fiili saldırılara ilk cevaplar bu dönemde verilir.
209 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.