Bugün bu durakta yeniden otobüs beklemekteysem, yarım kalan danslarda müzisyenler öldürüldüğündendir kuşkusuz. Çünkü müzik susturulmuştur. Sen sağ adımını atsan o sol adımını atıp öne eğiliyor. Sen sol adımını atsan o parmak uçlarında yükseliyor nedense. Kimse müziksiz dans etmeyi beceremiyorsa evrende. Kimse işitmediyse kendi içinde çalan orkestrayı. Artık ne fark eder, o otobüs gelse de olur gelmese de
Severken yumduysan gözlerini öperken iklimleri düşündüysen mesela sana bir teklif olarak sunulduysa masumiyet uyurum sanıp uyandıysan uykunun en mahrem yerinde fuzuliyse artık ismin, cismin hacmini kaptırdıysa ite çakala eğitmeli eğilmeyi yoksa düşer öğrendiğin iktidar
Cehennemin kuyuları cennetin kalelerinden daha yüksekse madem, düş yanıma, kıvrıl uyu, öyle buruş, yeni öldürülmüş ucuz ama şık - üstüne kan sıçramış beyaz bir gömlek gibi
Bütün gece hüzne bir manşet arayıp durdu aşk. Kim bir isim bulsa kadehler tazelendi. Bu güzel insanları çirkinleştiren yıllar. Artık yakını göremediği için daima uzağa bakan yaşlı gözler. Kim biraz daha üzülmek istese ömrü uzatıldı.
Gecenin tahliyesi gecikince çekinme şehrin açık açık konuşmasından. Hem, üzülme, ayrılık nedir ki, en fazla bir ömür sürer. Bir yara bul kendine, kabuğuyla oyalan. Sebep yoksa, zamanı gelince nasılsa unutulur neticeler.