Zihnin hassaları acayiptir. Günlerimizin her hissimizi körleştiren gündelik hayhuyuyla gelip geçişleri arasında,, bazan, sinsi birtakım hastalıkların senelerce süren uzun bir kuluçka devresinden sonra meydana çıkması gibi yavaş yavaş ta içimizde toplanan derin sebeplerle, bazan da sebepsiz yere yahut hatır ve hayale gelmez bir sebep, yani bir vesile ile, veyahut beklenmez ve beklenmedik hadiselerin yeniliği, şiddeti ve tesiri karşısında birdenbire zihnimiz öyle harikulade bir feyiz ve küşayişle açılır ki bu anlarda görüp teşhis ettiğimiz hakikatler karşısında hayatımızın bütün ölçü ve ayarlarının değiştiğini duyarız. Bu zamanlarımızın kuvveti ve şiddeti yanında bunların haricinde geçen zamanlarımızın faaliyeti bir uyanıklığa nispetle bir uyuklama gibi kalır. Bu intibahın aydınlığında sanki gözlerimiz yeni ve amansız bir zekâ ile açılır. Müsamahasız bir münekkit kesilerek yepyeni hükümler vermeye başlarız. Mesela yeni bir aşk bütün ruhumuzu kaplar. Ve bütün mevcudiyetimizde öyle bir hamle duyarız…
Zihnin hassaları acayiptir. Günlerimizin her hissimizi körleştiren gündelik hayhuyuyla gelip geçişleri arasında,, bazan, sinsi birtakım hastalıkların senelerce süren uzun bir kuluçka devresinden sonra meydana çıkması gibi yavaş yavaş ta içimizde toplanan derin sebeplerle, bazan da sebepsiz yere yahut hatır ve hayale gelmez bir sebep, yani bir vesile ile, veyahut beklenmez ve beklenmedik hadiselerin yeniliği, şiddeti ve tesiri karşısında birdenbire zihnimiz öyle harikulade bir feyiz ve küşayişle açılır ki bu anlarda görüp teşhis ettiğimiz hakikatler karşısında hayatımızın bütün ölçü ve ayarlarının değiştiğini duyarız. Bu zamanlarımızın kuvveti ve şiddeti yanında bunların haricinde geçen zamanlarımızın faaliyeti bir uyanıklığa nispetle bir uyuklama gibi kalır. Bu intibahın aydınlığında sanki gözlerimiz yeni ve amansız bir zekâ ile açılır. Müsamahasız bir münekkit kesilerek yepyeni hükümler vermeye başlarız. Mesela yeni bir aşk bütün ruhumuzu kaplar. Ve bütün mevcudiyetimizde öyle bir hamle duyarız…
Hepimiz gözlerimizle ancak etrafımızı, başkalarını görmeyi umarız. Nadiren hatırlarız ki gözlerimizle asıl kendimizi göstermiş oluruz. Gözlerimiz bizim görmemize yaradığı kadar başkalarına da kendimizi göstermeye yeter.