Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği Sözleri ve Alıntıları
Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği sözleri ve alıntılarını, Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği kitap alıntılarını, Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zihnin hassaları acayiptir. Günlerimizin her hissimizi körleştiren gündelik hayhuyuyla gelip geçişleri arasında,, bazan, sinsi birtakım hastalıkların senelerce süren uzun bir kuluçka devresinden sonra meydana çıkması gibi yavaş yavaş ta içimizde toplanan derin sebeplerle, bazan da sebepsiz yere yahut hatır ve hayale gelmez bir sebep, yani bir vesile ile, veyahut beklenmez ve beklenmedik hadiselerin yeniliği, şiddeti ve tesiri karşısında birdenbire zihnimiz öyle harikulade bir feyiz ve küşayişle açılır ki bu anlarda görüp teşhis ettiğimiz hakikatler karşısında hayatımızın bütün ölçü ve ayarlarının değiştiğini duyarız. Bu zamanlarımızın kuvveti ve şiddeti yanında bunların haricinde geçen zamanlarımızın faaliyeti bir uyanıklığa nispetle bir uyuklama gibi kalır. Bu intibahın aydınlığında sanki gözlerimiz yeni ve amansız bir zekâ ile açılır. Müsamahasız bir münekkit kesilerek yepyeni hükümler vermeye başlarız. Mesela yeni bir aşk bütün ruhumuzu kaplar. Ve bütün mevcudiyetimizde öyle bir hamle duyarız…
Hepimiz gözlerimizle ancak etrafımızı, başkalarını görmeyi umarız. Nadiren hatırlarız ki gözlerimizle asıl kendimizi göstermiş oluruz. Gözlerimiz bizim görmemize yaradığı kadar başkalarına da kendimizi göstermeye yeter.
Zihnin hassaları acayiptir. Günlerimizin her hissimizi körleştiren gündelik hayhuyuyla gelip geçişleri arasında,, bazan, sinsi birtakım hastalıkların senelerce süren uzun bir kuluçka devresinden sonra meydana çıkması gibi yavaş yavaş ta içimizde toplanan derin sebeplerle, bazan da sebepsiz yere yahut hatır ve hayale gelmez bir sebep, yani bir vesile ile, veyahut beklenmez ve beklenmedik hadiselerin yeniliği, şiddeti ve tesiri karşısında birdenbire zihnimiz öyle harikulade bir feyiz ve küşayişle açılır ki bu anlarda görüp teşhis ettiğimiz hakikatler karşısında hayatımızın bütün ölçü ve ayarlarının değiştiğini duyarız. Bu zamanlarımızın kuvveti ve şiddeti yanında bunların haricinde geçen zamanlarımızın faaliyeti bir uyanıklığa nispetle bir uyuklama gibi kalır. Bu intibahın aydınlığında sanki gözlerimiz yeni ve amansız bir zekâ ile açılır. Müsamahasız bir münekkit kesilerek yepyeni hükümler vermeye başlarız. Mesela yeni bir aşk bütün ruhumuzu kaplar. Ve bütün mevcudiyetimizde öyle bir hamle duyarız…
Zihnin hassaları acayiptir. Günlerimizin her hissimizi körleştiren gündelik hayhuyuyla gelip geçişleri arasında, bazan, sinsi birtakım hastalıkların senelerce süren uzun bir kuluçka devresinden sonra meydana çıkması gibi yavaş yavaş ta içimizde toplanan derin sebeplerle, bazan da sebepsiz yere yahut hatır ve hayale gelmez bir sebep, yani bir vesile ile, veyahut beklenmez ve beklenmedik hadiselerin yeniliği, şiddeti ve tesiri karşısında birdenbire zihnimiz öyle harikulade bir feyiz ve küşayişle açılır ki bu anlarda görüp teşhis ettiğimiz hakikatler karşısında hayatımızın bütün ölçü ve ayarlarının değiştiğini duyarız. Bu zamanlarımızın kuvveti ve şiddeti yanında bunların haricinde zamanlarımızın faaliyeti bir uyanıklığa nispetle geçen bir uyuklama gibi kalır. Bu intibahın aydınlığında sanki gözlerimiz yeni ve amansız bir zekâ ile açılır. Müsamahasız bir münekkit kesilerek yepyeni hükümler vermeye başlarız. Mesela yeni bir aşk bütün ruhumuzu kaplar. Ve bütün mevcudiyetimizde öyle bir hamle duyarız ki eriştiğimiz bu lezzet, bu vuslat karşısında o zamana kadar yerlere sürünür gibi geçmiş bütün zamanlarımızın iklimleri, seneleri, mevsimleri bize hep birden nafile yere geçmiş gözükür ve. "Eyvah! Şimdiye kadar geçen ömrümü hep ziyan ve tebah etmişim!" deriz. Yahut mesela bir ölüyü ilk defa olarak öyle bir katiyetle görürüz ve o ölümü bize o kadar tekzip kabul etmez bir tarzda tem-sil eder ki, onun karşısında artık ahirete hiçbir itikat ve itimadımız kalmaz. Kendi fâniliğimizi kendi gözlerimizle görmüş gibi oluruz. "Ya? Bir tek ömrümü ben böyle mi geçirecektim?" deriz.
Sayfa 92 - Everest Yayınları, 1. Basım Ağustos 2022
Hayatın bize daima mantığımızla eğlenir gibi görünen ve karşımıza adeta bizi şaşırtmak için çıkarmayı âdet edindiği hadiselerden biriyle daha karşılaşmış oluyorduk.
Hayat fecaatini bize en iyi gösteren Shakespeare'dir. Zira daima trajedinin koynunda bir komedi gizlenir ve -gerçi insanda gülmeye cesaret kalmazsa da- facia, her zaman muthikeden nükteler kapar.
Sayfa 98 - Everest Yayınları, 1. Basım Ağustos 2022