Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2 kitaplarını, Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2 sözleri ve alıntılarını, Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2 yazarlarını, Allah’ı Ne Kadar Tanıyoruz? 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şu meydan-ı imtihanda gözler Allah'ı görmüyor, göremiyor diye insan O'nu gözlerden, gönüllerden, özlerden ve dileklerden hâşâ bihaber sanıp da sırat-ı müstakimden ayrılmamalı, eğri yollara sapmamalıdır.
Basîr Allah'ı (c.c) dürbünlerle, teleskoplarla aramak ahmaklıktır. Zira tüm kâinat ve umum mahlûkat O’nun varlığına ve birliğine şehadet ettikleri gibi kendilerinde tecelli eden sanat ve hikmet dilleriyle dahi O’nun her şeyi kusursuz ve noksansız bir şekilde gördüğüne işaret ve delalet ederler.
Basîr Allah (c.c) böylesine hayret verici görme sıfatını bize lütfetmiştir. İnsan aklının algılayamadığı ve mahiyetini kavrayamadığı bu görme hakikatinin şüphesiz gerçek mahiyetini idrak ve ihata eden ancak bize bu sıfatı lütfeden Allah Azze ve Celle'dir.
Bir canlının kendi haricindeki âlemleri görebilmesi ve anlayabilmesi öyle hayret verici ve şaşırtıcı bir iş hem öyle müşerref kılıcı bir durumdur ki akıl bunu tam manasıyla anlayamaz ve insan bunun mahiyetini izah etmekte âcizdir.
Allah’ın (c.c) sübûtî sıfatlarından olan görmenin hâşâ zıddı Basîr Allah (c.c) hakkında asla düşünülemez. Şüphesiz ki bu sıfat ezelî ve ebedî olup, mahlûkatın sıfatları gibi sonradan meydana gelmiş değildir. İsimlendirmede bir benzerlik olsa da görme sıfatı hiçbir şekilde yaratılanların sıfatlarına benzemez. Zira Allah’ın (c.c) görmesi sonsuz, mutlak, ezelî ve ebedîdir, kemal ve yetkinlik ifade eder. Mahlûkatın görmesi ise sonradan yaratılmış, sonlu, kayıtlı, sınırlı, eksik ve noksandır.