En Eski Almanya Üzerine kitaplarını, en eski Almanya Üzerine sözleri ve alıntılarını, en eski Almanya Üzerine yazarlarını, en eski Almanya Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitap Fransız bir yazar tarafından yazılmış, ancak kendi ülkesinde pek sevildiği söylenemez bu da kitabını daha çok merak ettiriyor, çünkü bir Fransız, Almanya’yı Alman kültürünü nasıl değerlendirebilir ki? diyorsunuz, gayet de objektif ve güzel değerlendirmiş, kalınlığı gözünüzü korkutmasın kadın akıcı yazmış okutuyor kendini bir şekilde. 1800’lerin Almanya’sını merak eden okusun. (Kitabın Fransa’da basılmasına izin vermemişler o kadar güzel anlatmış:D)
Almanya ÜzerineMadame De Staël · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201725 okunma
Kötü ruh inancı, pek çok Alman şiirinde görülür. Kuzeyin doğası bu korkuyla iyi örtüşür. Bu nedenle kurgularda şeytanı kullanmak Almanya’da Fransa’dan daha az gülünç karşılanır.
Fichte dış dünyayı, varlığımızı sınırlayan ve düşüncenin kafa yorduğu bir sınır olarak görür. Onun sisteminde bu sınır ruhun kendisi tarafından yaratılır ve ruhun sürekli faaliyeti, yine kendisinin şekillendirdiği dokuları etkiler. Fichte’nin metafizik benlik üzerine yazdıkları biraz Pygmalion heykelinin uyanışını hatırlatır. Heykel bir kendini bir üzerine yerleştirildiği kaideyi elleyerek sırasıyla şöyle dermiş:”Bu benim, bu ben değilim.” Heykel, Pygmalion’un elini tuttuğunda ise şöyle haykırmış:”Bu da benim!”
Fichte, Anlaşılmaz olanı anlaşılmaz olarak anlamak gerekir, der. Bu eşsiz sözün derin bir anlamı vardır. Analize kapalı kalması gereken, yalnız düşünce aracılığıyla yaklaşılabilecek şeyleri hissetmek ve kabul etmek gerekir.
Mutluluk, yeteneklerin geliştirilmesinde mi yoksa bastırılmasında mıdır? Şüphe yok ki bir hükümet nüfuzunu kötüye kullanmadığı ve adaleti çıkarlarına hiçbir vakit feda etmediği zaman takdire değerdir. Fakat uykunun verdiği haz aldatıcıdır ve dizginleri elde daha kolay ve daha rahat tutabilmek için atların uyuşmasına izin vermemek gerekir.
"Almanya'da yalnızca Gotik anıtlar dikkate değerdir; bu anıtlar şövalyelik dönemlerini hatırlatır; hemen hemen bütün Alman şehirlerinde devlet müzeleri o zamanlardan kalma eski eserleri muhafaza eder. Denebilir ki, dünyayı fetheden kuzeyli sakinler Germenya'dan çıkarken hatırlarını çeşitli şekillerde orada bırakmışlardır."