Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alt Kültür - Tarzın Anlamı

Dick Hebdige

Alt Kültür - Tarzın Anlamı Gönderileri

Alt Kültür - Tarzın Anlamı kitaplarını, Alt Kültür - Tarzın Anlamı sözleri ve alıntılarını, Alt Kültür - Tarzın Anlamı yazarlarını, Alt Kültür - Tarzın Anlamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öyleyse, ideoloji içerisindeki farklı söylemler, tanımlar ve anlamlar, aynı zamanda anlamlandırma içerisindeki bir mücadeledir; gündelik yaşamın en dünyevi alanlarına bile yayılmış olan sahip olma mücadelesi... O halde, altkültürde tarz, anlamlandırmaya açıktır. Değiştirilmesi “doğaya karşı” olan bu anlamlar, “normalleştirme” işlemini de kesintiye uğratır. Bu sıfatla, bu değişimler ancak, “sessiz çoğunluğu” inciten, birlik ve bütünlük prensibini sarsan, konsensüs mitiyle zıt düşen bir konuşmaya doğru yönelen birer jest olabilirler .Bu durumda görevimiz, Barthes gibi, tarzın parlak yüzeyindeki şifrelerde gizli olan anlamları keşfetmek ve onları “anlam haritaları” olarak planlamak olacaktır. 
Toplumsal ilişki ve süreçler, bireylerce, ancak kendilerine temsil edilen şekilleriyle benimsenirler. Daha önce de gördüğümüz gibi, bu biçimler hiçbir şekilde net değildir; onları eşzamanlı olarak doğrulayan ve esrarengiz kılan bir “sağduyu” içerisinde örtülüdürler. İşte, göstergebilimin “sorgulayıp” çözmesi gereken konular, bu “algılanmış,
Reklam
İdeoloji, gündelik söylemi sağduyu şeklinde doldurduğu için, kendi kendine yeten bir “siyasal fikirler” veya “önyargılı görüşler” bütünü olarak, gündelik yaşamdan ayrılamaz. Ne de bir “dünya görüşünün" soyut boyutlarına indirgenebilir veya “hatalı bilinç”i saptamak için kabataslak bir Marksist yaklaşımda kullanılabilir. Tersine, Althusser’in belirttiği gibi; ... ideolojinin, “bilinç”le pek fazla bir ilgisi yoktur... Aslında o son derece bilinçsizdir. İdeoloji, gerçekte bir temsil sistemidir, fakat pek çok durumda, bu temsillerin “bilinç”Ie bir ilişkisi yoktur: bunlar genellikle imgeler ve çoğu zaman da kavramlardır, fakat hepsinden çok, bu temsillerin insanların üzerinde oluşturduğu yapılardır ve bu da “bilinç” yoluyla olmaz. Bunlar, algılanmış-benimsenmiş ve katlanılmış kültürel nesnelerdir ve insanlar üzerinde, onlardan kaçan bir süreç sayesinde, işlevsel bir etkisi vardır. (Althusser, 1969)
Zamam zaman toplu düzene tehdit, zaman zaman da zararsız soytarılar olarak görülen insanlar...