Altın Risale kitaplarını, Altın Risale sözleri ve alıntılarını, Altın Risale yazarlarını, Altın Risale yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiî inancında 12 İmam'ın 8.'si kabul edilen İmam Rıza'ya isnat edilen bu eser, aslında Abbasî Halifesi Me'mun'a yazılmış bir mektuptur. Ancak içindeki bilgileri çok beğenen Me'mun bunun çoğaltılmasına müsaade ediyor ve böylece çoğaltılıyor.
Bu kitap, aslında İmam Rıza özelinde Abbasîler döneminde, hususiyetle Me'mun döneminde pozitif bilimin nasıl geliştiğini gösteriyor. Tabii yine de dönemin şartlarına ve coğrafyasına göre değerlendirilmesi gereken bir eser. İlgilisine tavsiye edilir...
Altın Risaleİmam Ali Rıza · İbn-i Sina Yayınları · 20169 okunma
(Sakın) "Uzun zamandır böyle yaptım ve böyle yedim, bana sıkıntı vermedi ve böyle içtim, bana zarar vermedi ve böyle yaptım, bir kötülük görmedim" deme! Kendisine zararlı ve yararlı olanları bilmeyen büyük baş hayvanlara benzeyen insanların az bir kısmı bundan zarar görmez.
Çıkarılamayan gazları yok etmek isteyen kimsenin üzerine düşen lavman yapmak, bedenine yumuşatıcı yağlar sürmek, küvet içerisinde sıcak su ile bedenini ısıtmak, bütün soğuk ve kuru şeylerden kaçınmak, tüm yumuşak ve sıcak şeyleri bırakmamaktır.
Banyonun yararı; dengeli olmaya sebep olması, kiri temizlemesi, sinir ve damarları yumuşatması, büyük organları güçlendirmesi, fazlalıkları ve ufunetleri yok etmesidir.
(Beslenme) yöntemin şöyle (olmalıdır): Her tür yiyecekten kendi mevsiminde ye ve henüz yemeğe karşı bir miktar iştahın varken elini ondan çek. Eğer Allah dilerse bu bedenin için daha doğru, aklın için daha temiz ve nefsin için daha hafiftir.
Bu Risale Musa oğlu Ebu'l Hasan Ali Rıza tarafından Me'mun'a ulaştı. Me'mun mektubu okuyup mutlu oldu. Altın ile yazılmasını ve “Altın Risale" diye isimlendirilmesini emretti. Kitap seven bilir ne kadar kitap alsak yine gözümüz doymaz bir tane daha alalım deriz bir bakarız sepet almış başını gitmiş maaşın yarısı yatırılmış yine kitaplara :) bu kitapta böyle oldu son anda ekledim sepetime ve dün akşam üstü kargo kitaplarımı getirince ilk bu çarptı gözüme elime aldım ve bırakamadım herkes için faydalı bilgiler içeriyor.
Kitab bir mektup aslında halifeye yazılmış, yarısından sonra 45 sayfa arapça özgün metnini eklemişler son yirmi beş sayfada da kitapta adı geçen kişiler ve yaşadığı yerler kaleme alınmış birde kitabın içerisindeki mektubun orijinal resmi de bulunuyor ben çok faydalı buldum şiddetle tavsiye ederim..
Okuduklarımızla amel etmek dileğiyle...
Altın Risaleİmam Ali Rıza · İbn-i Sina Yayınları · 20169 okunma
Bil ki; Hacamatta kan sadece et içerisinde yayılmış kılcal damarlardan alınır. Bunun misdakı (doğruluğunun delili) kan almada olduğu gibi hacamatın (beden) kuvvetini zayıflatmamasıdır.
Arka kafa çukurundan yapılan hacamat baş
ağırlığına iyi gelir.
Boyun kaslarından yapılan hacamat başı, yüzü ve gözleri rahatlatır. Ayrıca azı dişlerinin ağrı-
larına iyi gelir.
Ağızdaki pamukçukların, diş eti bozuklukla-
rının ve bunlar dışındaki ağız ağrılarının tedavisi için geceden hacamat yapılır.
Aynı şekilde iki omuz arasından yapılan ha-
camat ödem ve hararet ile birlikte olan çarpıntıya iyi gelir.
Baldırlardan yapılan hacamat böbrek, mesane
ve rahimdeki ödemleri azaltır ve hayızı (adeti)
hızlandırır. Ama ne var ki bedenin yorulmasına ve ağır aşveye (Görme zayıflığı ile birlikte çoğu zaman istemsiz gözyaşı akması) sebep olur. Sivilce ve çıbanı olanlara faydalıdır.
~√~
Hacamat yapmak istediğinde, hilalin olmadığı
ayın on ikisinden on beşine kadar olan süre dışında hacamat yapma. ( Her hicri ayın on ikisinden on beşine kadar günler. Toplam dört
gündür.)Bu bedenin için daha sağlıklıdır. Ay noksanlaştığı zaman (Dolunaydan sonra ay bitmeye başladığında) kan vermeye mecbur olmadıkça hacamat yapma. Şu sebeple ki hilalin azlığında kan azalır ve çokluğunda (Hilalin kalın olduğu zaman.) çoğalır.
~√~
Hacamat geçen yaşa göre olmalıdır. Yirmili
yaşlarda olan her yirmi günde, otuzlu yaşlarda
olan her otuz günde, kırklı yaşlarda olan her kırk günde bir hacamat yapar ve bu hesaba göre artırır.
~√~
"Bil ki ; Yüce Allah 'ın insanı üzerlerine bina ettiği ve onlar vesilesiyle insanı tasarruf sahibi kıldığı halleri dört tanedir. Birincisi (ilk) on beş yaşına kadar olan haldir. İnsanın gençliği, çocukluğu, güzelliği parlaklığı ve kanın bedendeki egemenliği bu yıllardadır.
İkinci hal on beş yaşından otuz beş yaşına kadar olan yirmi yıllık süredir.Bu halde acı safra bedene egemendir ve ona hakim olur.Bu hal (insanın) olabileceği en güçlü, en uyanık ve en hareketli halidir.Otuz beş yaşını tamamlayana kadar bu şekilde devam eder.
Sonra üçüncü hale girer.Bu hal otuz beş yaşından altmış yaşına kadardır ve acı sevdanın egemenliğinde olur, en öz sözlü ve en dirayetli olduğu, en çok sır sakladığı, olaylara bakışının en iyi olduğu, akıbetlerini en iyi düşündüğü, en iyi şekilde idare et diye ve en iyi şekilde uyguladığı halidir.
Sonra dördüncü hale girer. Bu halde balgam egemendir. Bu halet kalıcıdır, değişmez. O zaman yaşlılığa girmiş olur, gençlik elinden kaçmıştır, içgüdüsel olarak bildiği her şeyi unutur. Öyle olur ki insanın yanında uyuklar, uyku zamanında uyuyamaz, geçmişini hatırlar, konuştuklarını unutur, kendinden bahsetmeye çoğaltır, bedeninin suyu ve parlaklığı yok olur, tırnaklarını ve saçların büyümesi azalır, bedeni daima geriler ve yaşamı aksine döner.
~√~