Kaşlarını çatarak "Anlamak..." dedi Ivan Dimitriç. "Insanın içi, dış dünya... Kusura bakma ama bunları anlamıyorum. Organik doku eğer yaşama gücüne sahipse, onu uyaran her şeye tepki göstermek zorundadır. Ben de gösteriyorum! Acıya karşı bağırıp, gözyaşı döküyorum, rezilliğe öfkeleniyorum, pislik midemi bulandırıyor. Bana göre yaşamak dedikleri şey bu. Organizma alçaldıkça daha duyarsız olur, uyarıcılara az tepki gösterir ama yükseldikçe gerçek karşısında tepkisi daha içten ve güçlü olur. Bunu nasıl bilmezsin?
"Sıradan bir insan iyi ve kötüyü dışarıda arar. Düşünen bir insan ise onları bulmak için kendi içine bakar."
Eğer üzerinde düşünürsen, bizi rahatsız eden dış dünyanın ne kadar önemsiz olduğunu anlarsın. Hayatı anlamaya çalışmak lazım, gerçek mutluluk, o uğraşta yatar."
"Zarar verici bir hastanede çalışıyorum ve maaşımı insanları kandırarak kazanıyorum. Dürüst değilim ama düşününce, tek başıma ben de bir hiçim, yalnızca kaçınılmaz toplumsal kötülüğün bir parçasıyım. Bütün yerel yetkililer zararlı ve maaşlarını hiçbir şey yapmadan kazanıyorlar... Yani sahtekarlığım için suçlanması gereken ben değilim, asıl sorumlu yaşadığımız bu zamanlar... İki yüz yıl sonra
doğmuş olsaydım bambaşka bir insan olabilirdim..."
...Çevremizde bu zekâdan eser bile göremiyoruz, o yüzden hiçbir şeyin doğru düzgün tadını çıkaramıyoruz. Kitaplarımız var, doğru, ama bu insanlarla konuşmakla, karşılıklı muhabbet etmekle aynı şey değil. Tam doğru olmayan bir karşılaştırma yapmama izin verirsen kitaplar, müzik defterine yazılmış notalarken, konuşmak şarkı söylemektir."
...önemli idealleri olmayan insanlar ise şiddet, ahlaksızlık ve ikiyüzlülük yüzünden bölünmüş, durgun ve manasız bir yaşam sürdürmektediler. Dürüst insanlar kıt kanaat geçinirken düzenbazların karnı tok, sırtı pektir. Daha fazla okula, yenilikçi bir yerel gazeteye, tiyatroya, halk eğitim derslerine, düşünsel unsurların düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Toplum hatalarını görmeli ve dehşete düşmelidir. Ivan Dimitriç insanları eleştirirken aradaki renkleri hiç düşünmeden keskin bir şekilde siyah ve beyazı kullanırdı. Ona göre insanoğlu, dürüstler ve düzenbazlar olarak ikiye ayrılıyordu, ortası yoktu.
Acı çekmeyi hor görüp, hiçbir şey karşında şaşırmamanın çok basit bir sebebi var: her şeyin anlamsız olması, iç ve dış dünya, acıyla ölümü küçümseme, hayatı anlama, gerçek mutluluk... Senin gibi tembel bir Rus için en iyi felsefe bu çünkü.