Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Altıncı Koğuş

Anton Çehov

Altıncı Koğuş Gönderileri

Altıncı Koğuş kitaplarını, Altıncı Koğuş sözleri ve alıntılarını, Altıncı Koğuş yazarlarını, Altıncı Koğuş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer bir milyon yıl sonra bir ruhun gökyüzüne uçup uzaydan dünyaya baktığını hayal edersek, göreceği tek şey çamur ve taş olurdu.
Sayfa 74 - KarbonKitabı okudu
Yalnız kalmadan gerçek mutluluğu tatmak imkânsızdır.
Sayfa 67 - KarbonKitabı okudu
Reklam
"Mutluluk ve acı geçicidir, onları bir kenara bırakalım, unutalım. Önemli olan şu: İkimiz de düşünüyoruz. Birbirimizde muhakeme yapabilen ve düşünebilen insanlar görüyoruz. Görüşlerimiz ne kadar farklı da olsa, bu aramızda bir bağ oluşturuyor. Her yere yayılmış duyarsızlıktan, yetersizlikten, aptallıktan ne kadar sıkıldığımı ve seninle konuşmanın bana nasıl keyif verdiğini bir bilsen dostum!"
Sayfa 56 - KarbonKitabı okudu
"Huzur ve mutluluk dışarıdaki şeylerde değil, insanın içindedir."
Sayfa 49 - KarbonKitabı okudu
"Hayatı anlamak için özgür, derin düşünmek ve dünyanın saçma telaşını kabul etmek insanlığa bahşedilmiş en büyük lütuflardır."
Sayfa 44 - KarbonKitabı okudu
"Şans eseri oluşan koşullar sonrasında, seçim hakkı olmadan, hiç yoktan hayata davet edilmiştir... Ne için? Varoluşunun anlamını ve amacını bulmaya çalışırken ya kimse bir şey söylemez ya da saçmalıktan başka bir şey duyamaz. Kapıyı çalar ama cevap alamaz. Sonra da ölüm gelir, onun seçimi olmadan. Ve işte, ortak talihsizliklerin hapishanede tuttuğu insanların bir aradayken daha huzurlu hissetmesi gibi, analiz ve genelleme konularına yeteneği olan insanlar buluşup zamanlarını mağrur ve özgür fikirlerini tartışarak geçirdiklerinde, insan hayattaki tuzağı fark etmez. İşte bu yüzden zekâ hiçbir şeyin yerini dolduramayacağı zevk kaynağıdır."
Sayfa 31 - KarbonKitabı okudu
Reklam
"Şüphesiz, zekâ da geçici ama böyle kısmî olmasına neden değer verdiğimi sen zaten biliyorsun. Hayat denilen şey aslında eziyetli bir tuzak. Düşünen insan, olgunluğa erişip tam olarak bilinçlendiğinde, ister istemez kaçışı olamayan bir tuzak içinde sıkışıp kaldığını hisseder."
Sayfa 31 - KarbonKitabı okudu
"Kitaplarımız var, doğru, ama bu insanlarla konuşmakla, karşılıklı muhabbet etmekle aynı şey değil. Tam doğru olmayan bir karşılaştırma yapmama izin verirsen kitaplar; müzik defterlerine yazılmış notalarken, konuşmak şarkı söylemektir."
Sayfa 30 - KarbonKitabı okudu
Çok iyi benzetme
Ancak, ne kadar duyarlı ve makul bir muhakeme yürütüyorsa, aklî sıkıntısı da o kadar şiddetli ve kahredici bir hâl alıyordu. Bu, balta girmemiş ormanda kendine ev yapmak için ağaç kesmeye çalışan münzevinin hikayesiyle karşılaştırılabilir. O, baltasına yüklendikçe ormanda eskisinden daha çok ağaç büyüyordu.
Sayfa 15 - KarbonKitabı okudu
77 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kendi kısa ama içi dopdolu olan bu Çehov öyküsü ile bir hasta ile doktorun felsefe, sosyoloji, psikoloji, din ve adalet üzerine gerçekleştirdikleri diyologlar ile dönemin Rusya'sının yaşadığı ekonomik zorluklara, toplumsal duyarsızlığa, yozlaşmış kişi ve kurumlara bir bakış atıyoruz... İnsanların yaşadıklarını tecrübe etmeden ahkam kesmenin ne kadar yanlış olduğunu, kendini akıllı sananların, kötü insanların, yozlaşmışların arasında iyi insanların nasıl delirdiğini Yefimıç'ın hayat hikayesinde deneyimliyoruz... Öyküyü okurken Yefimıç ve Dmitriç diyologlarında adeta bir "kim hasta, kim doktor" ikilemine düştüm sıklıkla... Günümüz dünyasında da adeta hepimiz gücü kendilerinde bulunduranların yaşattığı bir 6. koğuş sarmalında sıkışıp kaldık sanırım...Kitabı bana anlatan en güzel cümle... Benim hastalığım, 20 yıl içinde bütün kasabada tek bir akıllı adam bulabilmemdir. Ama o da bir deli... Sonuç olarak.. Okuyalım, okutalım ve bolca düşünelim..
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Karbon Kitaplar · 201869,6bin okunma
Reklam
İnsan Olmak!..
Kaşlarını çatarak "Anlamak..." dedi Ivan Dimitriç. "Insanın içi, dış dünya... Kusura bakma ama bunları anlamıyorum. Organik doku eğer yaşama gücüne sahipse, onu uyaran her şeye tepki göstermek zorundadır. Ben de gösteriyorum! Acıya karşı bağırıp, gözyaşı döküyorum, rezilliğe öfkeleniyorum, pislik midemi bulandırıyor. Bana göre yaşamak dedikleri şey bu. Organizma alçaldıkça daha duyarsız olur, uyarıcılara az tepki gösterir ama yükseldikçe gerçek karşısında tepkisi daha içten ve güçlü olur. Bunu nasıl bilmezsin?
"Huzur ve mutluluk dışarıdaki şeylerde değil, insanın içindedir."
"Sıradan bir insan iyi ve kötüyü dışarıda arar. Düşünen bir insan ise onları bulmak için kendi içine bakar." Eğer üzerinde düşünürsen, bizi rahatsız eden dış dünyanın ne kadar önemsiz olduğunu anlarsın. Hayatı anlamaya çalışmak lazım, gerçek mutluluk, o uğraşta yatar."
Üzgünüm doktor... Asırlar geçti ama hala aynı kötülük...
"Zarar verici bir hastanede çalışıyorum ve maaşımı insanları kandırarak kazanıyorum. Dürüst değilim ama düşününce, tek başıma ben de bir hiçim, yalnızca kaçınılmaz toplumsal kötülüğün bir parçasıyım. Bütün yerel yetkililer zararlı ve maaşlarını hiçbir şey yapmadan kazanıyorlar... Yani sahtekarlığım için suçlanması gereken ben değilim, asıl sorumlu yaşadığımız bu zamanlar... İki yüz yıl sonra doğmuş olsaydım bambaşka bir insan olabilirdim..."
Bu hayatta her şey kararında olmalı...
...Çevremizde bu zekâdan eser bile göremiyoruz, o yüzden hiçbir şeyin doğru düzgün tadını çıkaramıyoruz. Kitaplarımız var, doğru, ama bu insanlarla konuşmakla, karşılıklı muhabbet etmekle aynı şey değil. Tam doğru olmayan bir karşılaştırma yapmama izin verirsen kitaplar, müzik defterine yazılmış notalarken, konuşmak şarkı söylemektir."
İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar... İyi insanlar ve kötü insanlar...
...önemli idealleri olmayan insanlar ise şiddet, ahlaksızlık ve ikiyüzlülük yüzünden bölünmüş, durgun ve manasız bir yaşam sürdürmektediler. Dürüst insanlar kıt kanaat geçinirken düzenbazların karnı tok, sırtı pektir. Daha fazla okula, yenilikçi bir yerel gazeteye, tiyatroya, halk eğitim derslerine, düşünsel unsurların düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Toplum hatalarını görmeli ve dehşete düşmelidir. Ivan Dimitriç insanları eleştirirken aradaki renkleri hiç düşünmeden keskin bir şekilde siyah ve beyazı kullanırdı. Ona göre insanoğlu, dürüstler ve düzenbazlar olarak ikiye ayrılıyordu, ortası yoktu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.