Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ersin özkan

Ersin özkan
@ersince_
Sıkı Okur
Bence sevin. Nefret zaten çok moda.. Farklı olun ve sevin.. Bir insanı, bir kuşu, bir köpeği, bir ağacı, bir kitabı... Bence sevin.
Sabitlenmiş gönderi
Keşke herkesin ömrü vicdanı kadar olsa...
Ağır ağır ölürler; okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar. -Pablo Neruda
Reklam
52 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Timsah" absürd öğeler taşıyan bir öykü.. Eşiyle timsah gösterisini izlemeye giden İvan Matyeviç beklenmedik bir şekilde hayvana yem oluverir; ancak belki de bir timsahın içinde yaşamak sanıldığı kadar kötü değildir!.. Yahya Kemal, "her yerde ve her zaman devlet uysal ve uslu bedenler ister" dediğinde kastettiği bu muydu acaba? çünkü Dostoyevski, bu öyküsünde; halkın batı hayranlığını, makam hırsını ve şöhret tutkusunu, özgün bir anlatımla kaleme alıyor. Devleti, bürokrasiyi, basını, yabancı sermaye sevdasını ve kapitalist düzeni; Ivan Matveitch'ı yutan timsah üzerinden baskın bir kara mizah ile eleştiriyor. Söz konusu düzeni, timsah ile sembolize eden yazar; devletin içini tamamen boş bir çuvala benzetiyor. İnsanları yutmak için boşaltılan bir çuvala... Benim için değişik bir tarz oldu... Göndermeler müthişti.. Sonuç olarak... Okuyalım, okutalım, bolca düşünelim... Çünkü; "insanın kafası ne kadar boşsa, bu boşluğu doldurmak için o kadar az istek duyar."
Timsah
TimsahFyodor Dostoyevski · Karbon Kitaplar · 20171,761 okunma
52 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Timsah
TimsahFyodor Dostoyevski
7.6/10 · 1.761 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Timofey Semyoniç, Tanrı aşkına ne saçmalıyorsun!..
Biz burada yabancı sermayeyi yurdumuza getirmeye çalışıyoruz fakat şunu bir düşünün: Timsahın sahibi yabancının, ülkemize getirmiş olduğu yatırım, İvan Matveiç sayesinde ikiye katlandı. Bizse yabancı yatırımcıyı korumak yerine, getirmiş olduğu ilk sermayenin yani timsahın karnını yarıp açmayı teklif ediyoruz. Olacak iş mi bu? Bana soracak olursanız, anayurdun gerçek evladı İvan Matveiç, bu yabancı timsahın değerinin kendisi sayesinde ikiye, hatta üçe katlanmış olmasından ötürü gurur duymalıdır. Memleketimizi yabancı sermaye için çekici kılan bir iştir bu. Bir kişi başarılı olursa başkası da timsah getirir, bir üçüncü kişi; iki, üç, dört timsahla birlikte gelir, sermaye de onlarla birlikte artar. Alın size burjuva! Bu işlerin teşvik edilmesi gerekir."
Reklam
Ne kadar da tanıdık!..
.....Yabancı şirketlerin bütün toprağımızı parça parça satın almaları, sonra da bu parçaları olabildiğince küçük, daha küçük, mümkün olduğu kadar küçük parçalara bölmeleri." -bu 'bölmek" kelimesini öyle bir ihtirasla söylüyordu ki- sonra da özel mülk olarak satmaları gerekir. Veya belki, satmaları değil ama kiraya vermeleri gerekir. Sonra tüm toprak bu yabancı şirketlerin eline geçtiğinde, kiraları istedikleri kadar yükseltebilirler. Böylece köylü ekmeğini kazanabilmek için şimdi çalıştığının üç katı çalışmak zorunda kalacak, üstelik istenildiği zaman işten çıkartılabilecek. Tabii, bu esnada para Rusya'ya gelmiş olacak, sermaye oluşacak burjuva sınıfı doğacak....
77 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kendi kısa ama içi dopdolu olan bu Çehov öyküsü ile bir hasta ile doktorun felsefe, sosyoloji, psikoloji, din ve adalet üzerine gerçekleştirdikleri diyologlar ile dönemin Rusya'sının yaşadığı ekonomik zorluklara, toplumsal duyarsızlığa, yozlaşmış kişi ve kurumlara bir bakış atıyoruz... İnsanların yaşadıklarını tecrübe etmeden ahkam kesmenin ne kadar yanlış olduğunu, kendini akıllı sananların, kötü insanların, yozlaşmışların arasında iyi insanların nasıl delirdiğini Yefimıç'ın hayat hikayesinde deneyimliyoruz... Öyküyü okurken Yefimıç ve Dmitriç diyologlarında adeta bir "kim hasta, kim doktor" ikilemine düştüm sıklıkla... Günümüz dünyasında da adeta hepimiz gücü kendilerinde bulunduranların yaşattığı bir 6. koğuş sarmalında sıkışıp kaldık sanırım...Kitabı bana anlatan en güzel cümle... Benim hastalığım, 20 yıl içinde bütün kasabada tek bir akıllı adam bulabilmemdir. Ama o da bir deli... Sonuç olarak.. Okuyalım, okutalım ve bolca düşünelim..
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Karbon Kitaplar · 201869,5bin okunma
İnsan Olmak!..
Kaşlarını çatarak "Anlamak..." dedi Ivan Dimitriç. "Insanın içi, dış dünya... Kusura bakma ama bunları anlamıyorum. Organik doku eğer yaşama gücüne sahipse, onu uyaran her şeye tepki göstermek zorundadır. Ben de gösteriyorum! Acıya karşı bağırıp, gözyaşı döküyorum, rezilliğe öfkeleniyorum, pislik midemi bulandırıyor. Bana göre yaşamak dedikleri şey bu. Organizma alçaldıkça daha duyarsız olur, uyarıcılara az tepki gösterir ama yükseldikçe gerçek karşısında tepkisi daha içten ve güçlü olur. Bunu nasıl bilmezsin?
"Huzur ve mutluluk dışarıdaki şeylerde değil, insanın içindedir."
"Sıradan bir insan iyi ve kötüyü dışarıda arar. Düşünen bir insan ise onları bulmak için kendi içine bakar." Eğer üzerinde düşünürsen, bizi rahatsız eden dış dünyanın ne kadar önemsiz olduğunu anlarsın. Hayatı anlamaya çalışmak lazım, gerçek mutluluk, o uğraşta yatar."
Üzgünüm doktor... Asırlar geçti ama hala aynı kötülük...
"Zarar verici bir hastanede çalışıyorum ve maaşımı insanları kandırarak kazanıyorum. Dürüst değilim ama düşününce, tek başıma ben de bir hiçim, yalnızca kaçınılmaz toplumsal kötülüğün bir parçasıyım. Bütün yerel yetkililer zararlı ve maaşlarını hiçbir şey yapmadan kazanıyorlar... Yani sahtekarlığım için suçlanması gereken ben değilim, asıl sorumlu yaşadığımız bu zamanlar... İki yüz yıl sonra doğmuş olsaydım bambaşka bir insan olabilirdim..."
Reklam
Bu hayatta her şey kararında olmalı...
...Çevremizde bu zekâdan eser bile göremiyoruz, o yüzden hiçbir şeyin doğru düzgün tadını çıkaramıyoruz. Kitaplarımız var, doğru, ama bu insanlarla konuşmakla, karşılıklı muhabbet etmekle aynı şey değil. Tam doğru olmayan bir karşılaştırma yapmama izin verirsen kitaplar, müzik defterine yazılmış notalarken, konuşmak şarkı söylemektir."
İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar... İyi insanlar ve kötü insanlar...
...önemli idealleri olmayan insanlar ise şiddet, ahlaksızlık ve ikiyüzlülük yüzünden bölünmüş, durgun ve manasız bir yaşam sürdürmektediler. Dürüst insanlar kıt kanaat geçinirken düzenbazların karnı tok, sırtı pektir. Daha fazla okula, yenilikçi bir yerel gazeteye, tiyatroya, halk eğitim derslerine, düşünsel unsurların düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Toplum hatalarını görmeli ve dehşete düşmelidir. Ivan Dimitriç insanları eleştirirken aradaki renkleri hiç düşünmeden keskin bir şekilde siyah ve beyazı kullanırdı. Ona göre insanoğlu, dürüstler ve düzenbazlar olarak ikiye ayrılıyordu, ortası yoktu.
52 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Anlatımı dolayısıyla okuması zor gibi gelse de, konunun ve ana fikrin vardığı nokta hepimiz için kendimizi keşfetme kılavuzu olabilir... Bir insan için refahta olmak, rahat ve tasasız olmak, saygın bir sınıfa ait olmak, hatasız sayılmak mutluluk için yeterli mi? Yoksa biraz acı çekmek, hata yapmak, bir dönem yalnız kalmak bizce mutluluğun değerini daha anlamlı mı kılar? İşte hayattan tat alamayan, gittikçe duyarsızlaşan tabiri caizse içi ölen bu karakterimizin, bir pazar günü kendisi için çok yabancı sayılabilecek bir duygu olan hırsız konumunda kalması ile yaşadığı vicdanı aydınlanmanın, kendini keşfetmesinin öyküsüdür bu Stefan Zweig aktarımı.. Aktarım dedim çünkü bilindiği gibi Zweig Avusturyalı bir baron olan Friedrich Michael von R'nin yaşadıklarını üstün psikolojik irdelemesi ile birlikte bizlere aktarmıştır.. Sözün özü.. Özellike ben böyleyim deyip sadece kendi kabuğundan etrafa bakanlara, degişmeyi kabullenemeyenlere ithaf olunur.. çünkü gerçek mutluluk başkalarının hayatına dokunmaktır.. sevgiyle kalın... İyi okumalar... "Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz..." Yunus Emre
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Kapra Yayıncılık · 2021143,5bin okunma
Ne kadar güzelmiş insanlara mutluluk vermek...
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar..
Sayfa 53 - Karbon yayıneviKitabı okudu
164 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.