Bir yerde "Yeryüzünün ağrısı bendedir" demişti. Ahmet Haşîm'in 'melâl'i de böyle bir ağrı olmalıydı, "Melâli anlamayan nesle âşina değiliz" derken. Ağrıya, melâle, kedere tutulmuşlar, huzursuzlar... Hangi çağda, nerede yaşarsa yaşasın, buluyorlar birbirlerini.