Anımsama ve unutma, birbirini tamamlayan iki kendiliktir. Hikâyecilik sanatının sözlü köklerine uzanırsak şunu görürüz: Masal anlatıcısı kolektif belleğe, ama aynı zamanda masalların her tür bireysel belirlenimden arınmış olarak çıktıkları bir unutma kuyusuna seslenir. "Bir varmış bir yokmuş..." Anlatıcı, unutulan (unutulduğuna inandığı), hikâyeleri anımsatmak (anımsattığına inanmak) için anlatır.
Sayfa 122