Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Amerikan Efsanesi

Roger Garaudy

Amerikan Efsanesi Gönderileri

Amerikan Efsanesi kitaplarını, Amerikan Efsanesi sözleri ve alıntılarını, Amerikan Efsanesi yazarlarını, Amerikan Efsanesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aslında övünmek için yapılmış olan çok sayıdaki Amerikan filmi, kendileri için tabanca veya tüfeğin tek kanun ve tek adalet olduğu bu çapulcuların o vahşi cangılının ne mene bir şey olduğunu bizlere apaçık göstermektedir. "Sınır" efsanesiyle hâlelenmiş Amerikan kahramanı imajı işte böyle şekilleniyordu. Nitekim, fertler arasında olduğu kadar devletler arasında da her zaman galip gelen bu şiddetin simgesel imajı olan Tarzanlar ve James Bond'lar, sinemada o Amerikan kahramanının ete kemiğe bürünen temsilcileridirler. "Sınır" kelimesinden Avrupalıların anladıkları ile Amerikalıların kastettikleri mânâ bir değildir. Amerikalılara göre bu, bir devletin (savaşların sonuçlarına bağlı olarak değişmeler gösteren) hudutlarının kadastro çizgisi değildir. Onlar için, istilâcılar Pasifik Okyanusu'na varıp dayanıncaya kadar devam eden ve ancak o zaman "sınırın kapanışı"nı ilân ettikleri sürekli yer değiştiren bir çizgidir. Üstelik o sınır, insan "insanın kurdu" olduğu ve zaferin en güçlüye ait bulunduğu mücadeleye de sıkı sıkıya bağlıdır. Bu mücadele, Kızılderililerin geriye püskürtülmesi ve mülklerine el konulması da olabilir, ganimeti sahiplenmek için Beyazlar arasındaki mücadeleler de.
Başkan Nixon da, tıpkı iki asır önceki gibi, şöyle diyecektir: "Allah, Amerika'yla birliktedir. Allah, Amerika'nın dünyayı yönetmesini istiyor."
Sayfa 10 - E-pub Timaş Yayınları
Reklam
Ne yazık ki İslâm ülkelerinde ABD'ye bağımlı yöneticiler var. Öte yandan buna direnen insanlar var. Büyük kitle, ezici çoğunluk buna karşı. Fakat onlar da kurtuluş yolunu ancak geçmişe dönmek ve geçmişe saplanıp kalmakta buluyorlar. Gerçekte İslâm dünyasında taklitten başka bir şey yok: Ya Batı'yı taklit ya da geçmişi taklit. Bunun ikisi de çıkmaz yoldur ve maalesef İslâm âleminin bugün içinde bulunduğu durum da budur.
Bu yaşanmış hadise pek çok şeyi açıklıyor. Öncelikle, terörizm işe yaramakta ve yoluna devam etmektedir. Şiddet de öyle. Sonra da, terörizmin zayıfların âleti olduğunu düşünmenin yanlış olduğunu gözler önüne sermektedir. Öldürücü silâhların pek çoğu gibi terörizm, özellikle kuvvetlilerin silâhıdır. Aksi iddia edilirse, bu sadece ve sadece
Amerika Birleşik Devletleri , himayesi altına aldığı devletlere "üçüncü halkayı" dayatır ve zaferden, her şeyden önce ekonomik kȃrlar sağlamaya bakar. 1944'ten itibaren Beretton Woods Anlaşmaları, doları altınla eşitleyerek ve günümüze kadar da olduğu gibi devam ettirerek, doların egemenliğini resmileştirmiştir. Bu tarihten itibaren,
Küreselleşme demek, yoksulluğun yaygınlaşması demektir. Her iki günde bir Hiroşima'nın ortaya çıkması demektir. Ben bunu hep tekrarlıyorum, ama ne kadar tekrarlansa azdır...
Reklam
Biraz açıklar mısınız size göre nedir Siyonizm? Siyonizm dinî bir hareket değildir. Onu kuran Theodore Herzl (1860-1904) bunu açıkça söyler. Milliyetçi ve sömürgeci bir ideolojidir. Dinle ve bambaşka bir şey olan Yahudilik'le hiçbir alâkası yoktur. İşte tipik bir örnek: Hitler 1933'te iktidara geldiğinde, Almanya'da örgütlü her 100 Yahudi'den 95'i dinî bir örgütün üyesiydi. Yahudilerin sadece yüzde 5'i Siyonist idi. Ne yaptı Hitler? Diğerlerini katletmek için bu yüzde 5 ile ittifak yaptı. Dikkat edin, bu ittifak savaşın başından 1944 yılına kadar ekonomik anlaşmalarla birlikte sürdü gitti. Alman ordusunun tamamiyle bozguna uğradığı sırada Hitler hâlâ, sadece Rus cephesinde kullanılmak şartıyla 10 bin kamyona karşılık l milyon Yahudi esiri vermeyi teklif ediyordu. Bunun anlamı şudur: Hitler Yahudileri geneli itibariyle katliâma tabi tutmamıştı, bu bir; ikincisi de, Sovyetler Birliği'nden farklı olarak İngiliz ve Amerikalılarla ayrı bir barış yapmak istiyordu. Zaten bu anlaşma da Golda Meir ve Ben Gourion tarafından önerilmişti.
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Amerikan emperyalizminin ülkeleri nasıl sömürdüğünü; IMF gibi kuruluşların bunun için nasıl kullanıldığını; ülkelerin bağımsızlığının nasıl sembolik hale getirildiğini öğrenmek istiyorsanız bu kitabı tez zamanda okumalısınız.
Amerikan Efsanesi
Amerikan EfsanesiRoger Garaudy · Timaş Yayınları · 2018116 okunma
Amerikanın gücü ve güvenliği, esas itibariyle pazarlara ve dünyanın, bilhassa da sıkıca kontrol edilmesi gereken üçüncü dünyanın hammaddelerine ulaşmaya bağlıdır. Richard Immerman - Eisenhower’in düşüncelerinden bahsederken (Diplomasi Tarihi)
"Her değerin ticarî meta" olduğu bir sistemin neticesi işte budur. Televizyon ile seyircisini, tirajıyla gazete ve reklâmını söylemeye bile hacet yok, film, tablo ve şarkı bu sistemde diğer emtia gibi birer ticaret malı olarak görülür. Üstelik de bunlar, Bourdieu'nün yazdığı gibi, ticarî reklâmlarla ve "para ve medya" destekli güçle yönlendirilmiş ve "küreselleşmiş" bir halkı kendilerine cezbedip köklerinden koparabildikleri ölçüde gelir getiricidirler. Bütün bunlardan sonra artık geriye, milletlerin bağımsızlıklarından ayakta kalan her şeyi yıkıp yok etmek için atılacak adımlar kalır. Her şeyden önce, asırlardan beri millî egemenliğin temel ölçüsü olagelen para basma hakkı elinden alınır. Nitekim 20. yüzyılın kapanıp 21. yüzyılın açılacağı tek para birimi projesi olan Euro bu maksatla hayata geçirilmiştir. Kala kala büyük küreselleşme teşebbüsünün, yani Amerikan imparatorluğunun ve onun pazar tek-tanrıcılığının küreselleşmesi yararına bütün halkların ekonomilerinin ve kültürlerinin kesin imhasının tamamlanması kalıyordu.
Reklam
Franklin, Kızılderililerin bir yandan ellerinden topraklarını alırken, bir yandan da yok oluşlarını çabuklaştırmak için onların alkolik olmaya teşvik edilmesini tavsiye ediyordu: "Onların topraklarının bir kısmını, yani bizim yerleşimimize daha elverişli kısımlarını terketmeye zorlamak gerektiği kanaatindeyim. " Bu dinî ve ırkçı efsaneler adına, Amerika Birleşik Devletleri bir "Kızılderili avı" ile tarihin en büyük "etnik temizlik" teşebbüsünü başlattı. Kızılderili direnişi Wounded Knee'deki Siyuların (Sioux) katliâmı ile ancak 1890'da askerî yönden kırılıp sona erdirilecektir. Aynı sömürgeci ve ırkçı kafayla başkasını reddediş, daha sonra, köle ticaretinin hızla artmasıyla Siyahları hedef alır.
Politikacılar, medya ve onların elebaşıları, bu efsanelere tarihî gerçekler elbisesi giydirerek halkı uyutma görevini üstleniyorlar. Ve bu, tâ başlangıçtan beri böyle sürüp geliyor. Amerikan siyasetinin ilk ve en kavrayışlı analistlerinden biri olan Tocqueville çok önceden şu notu düşüyordu: "Bütün Amerikalıların kendi dinlerine inanıp inanmadıklarını bilmiyorum, fakat onların cumhuriyet kurumlarının ayakta kalması için dinin zorunlu olduğuna inandıklarından eminim." Ve ilâve ediyordu: "Bazıları Hıristiyan dogmalarına inandıkları için, diğerleri ise onlara inanmaz görünmekten korktukları için bunları dile getiriyorlar. ...Amerika Birleşik Devletleri'nde egemen olan dinî olandır, o yüzden de ikiyüzlülüğün ortak olması gerekir."
235 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.