Aile içindeki duygusal ve sosyal etkileşim açısından başarılı bir çocukluk dönemi geçiren birey, ergenlik dönemi sorunlarını daha kolaylıkla çözebilir.
Anne ve babanın ile genç arasındaki iletişimin temelinde çocukluk yılları yatmaktadır. Çocuğun kendi boşuna hareket edip, kendisini ifade edebildiği bağımsızlık döneminden itibaren iletişim kurulmalıdır.
Anne ve babanın kişisel deneyimleri ile çocukları arasında oluşan görüş ve düşünce farklılıkları giderek genç bireyin iç dünyasını etkilemeye ve onu bazı çalışmalara itmeye başlar.
Ergenlikteki belirli eğilimlerin oluşumunda, onun çocukluk döneminde kazandığı duygusal, toplumsal ve zihinsel uyarılmalarla ilgili olarak hazırlık döneminin önemi büyüktür.