Anadolu'dan Esintiler
Mine Alpay GünEn Eski Anadolu'dan Esintiler Sözleri ve Alıntıları
En Eski Anadolu'dan Esintiler sözleri ve alıntılarını, en eski Anadolu'dan Esintiler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...Namaz vakitlerini kaçırmayanlar, gözlerini arsızca yoksullardan kaçırırlar.
Sayfa 26Kitabı okudu
Toplum iyilikleri yutup,kötülükleri tabiileştiren bir mekanizma haline gelmiş.
Sayfa 25Kitabı okudu
Çevresini koruyup,güzelleştiren de,ihanet edip çirkinleştiren de,insan..
Sayfa 25Kitabı okudu
Gittikçe kalabalıklaşan kentlerin yaydığı maddi-manevi hastalıklara karşı,geliştirebileceğimiz tek alternatiftir,köyler...
Sayfa 65Kitabı okudu
" Yörecilik yapmak istemiyorum.İnsan Batı'da da güzeldir ve ne çok sevimli yanları vardır.Fakat Doğu'nun insanı daha başkadır.Toprak renkli bu insanlara Rabbimiz,sanki vefayı,sıcak kanlılığı,mertliği,samimiyeti,dpstluğu daha çok vermiştir.Sevgileri katışıksız,Rabbe kullukları daha içli ve derindir.Sanki Doğu'ya gidildikçe inceleşmiştir insan..."
Sayfa 78Kitabı okudu
" Sen ağlama kirpiklerin ıslanır ; sen ağlama,kara gözler ıslanır..."
Sayfa 120Kitabı okudu
" Bir insan, bir ülkedir, bir dünyadır,bir evrendir.Çok şeydir insan.Yeterki düştüğü yerden kaldırılsın in-san-lı-ğı.
Yeterki,bir abide olarak yükseltsin kendisini..."
Sayfa 125Kitabı okudu
<< Ana ve toprak
ikisinden de ayrı kalınca hasretleri artmakta. >>
Sayfa 126Kitabı okudu
“Ay ışığında üzüm bağlarına seyre doyum olmazdı bizim oralarda. Her hevengin dibinde altın gibi toprak parıldardı. Beş parmaklı eller gibiydi asma yapraklar. Size de el verirdi; dost, sıcak... O, uzak çoçukluğumda şıra olurdu üzümler; bir oda beyaz üzün pestilleri, bir oda kara üzüm pekmezleri ile dolar, içki fabrikasının kamyonları yanaşmazdı kapılara. Üzümlerin ağlamcıl çığlıklarını duymazdık o vaktiler. Bağlardan geçilir de öyle varılırdı köylere.”
Sayfa 120Kitabı okudu
“Sen ağlama kirpiklerin ıslanır.”
Büyük emmim, bu yanık doğu türküsünü söylerken, uzaklara bakıp dalar gider, onun baktığı dağlara bende bakar, birşey görememenin sıkıntısını yaşardım. Aslında, o dağlarda, o uzak ovalarda meğer ne çok şey görmüşüm ki, bir film karesi gibi o anı durdurup, bunca yıldır saklamışım. O tek kareyi, şimdi çoğaltarak, gizemine ulaşmak varmış...”
Sayfa 120Kitabı okudu