Anadolunun Fethi Selçuklular Dönemi

Ali Sevim

Sayfa Sayısına Göre Anadolunun Fethi Selçuklular Dönemi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Anadolunun Fethi Selçuklular Dönemi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Anadolunun Fethi Selçuklular Dönemi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Alparslan, kaynaklarda "asla elegeçirilemez" şeklinde vasıflanan Anı kalesini fethetmeyi başardı. Sultan, kent ve kalesinin yönetimine atamalar yaptıktan sonra yer yer yıkılan surları tamir ettirdi ve şehirde bir de mescit yaptırdı. Şehirdeki Hıristiyan din adamlarına hiç dokunmayarak başvergisi (Cizye) karşılığında onlara aman verdi.”
“Özellikle IX. Konstantin'in sınırları koruma hizmetlerini vergi karşılığında vermesi, Bizans savunma düzenini ciddi şekilde sarsmış, dolayısıyla Selçuklu istilâsını kolaylaştırmıştı.”
Reklam
“Genel bir şekilde ifade edilebilir ki, Suriye ülkesi, Bizans İmparatorluğu'nun egemenliği altında bulunduğu sıralarda, İslâmiyetin ortaya çıkışı ve süratle yayılışını izleyen yıllarda, Arap hükümranlığına geçmiş, milâdî IX. yüzyıldan başlayarak sırasıyla İhşid, Hamdanoğulları ve Mısır - Fatımî devletlerinin yönetimleri altına girmiş ve nihayet özellikle Kuzey - Suriye, XI. yüzyıl başlarında da, daha önce buraya göçeden Kilâboğulları kabilesinin kurmuş olduğu küçük siyasal kuruluşun (Mirdasoğulları emîrliği) hükümranlığında kalmıştır. IX., X. ve XI. yüzyıllarda, Bizanslıların özellikle Kuzey - Suriye'yi geri alma amacıyla giriştikleri askerî hareketler, zaman zaman başarılı olmuşsa da Musul ve Suriye'ye hâkim olan Hamdanoğulları devletinin başarılı savunmaları, zinde göçebe Arap zümrelerinin kitleler halinde bu bölgeye yerleşmeleri ve nihayet XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Suriye ve Filistin'e başlayan Türk giriş ve yerleşmeleri nedenleriyle, Bizans için hiç bir fayda sağlamamış, aynı yüzyılda Antakya ve yöreleri dışında, Kuzey - Suriye'de artık bir Bizans egemenliği söz konusu olamamıştır.”
“İlk sefer sonunda Haçlılar, Orta-Doğu'da üç devlet kurduktan sonra sürekli olarak İslâm dünyası aleyhine sınırlarını genişletme hareketlerine başladılar, bunda da genellikle başarılı oldular. Çünkü İslâm âleminin maddi kuvvet ve kudretini ellerinde tutan Selçuklular, özellikle Büyük Sultan Melikşah'ın ölümünden (1092) sonra taht çatışmalarına girişmişlerdi. Bu sebeple imparatorluğun hemen her bölgesi taht iddiacısı Selçuklu şehzadelerinin yönetimleri altında bulunuyordu. Bununla birlikte Selçuklu camiasında kâfir Haçlılarla mücadele azmi pek zayıflamadı. Nitekim Selçuklu sultanlarının (Muhammed Tapar, Berkyaruk) buyruğuyla Haçlılara karşı düzenlenen seferlere çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu kuvvetler katıldı. Bu itibarla Haçlılara ilk ağır ve kesin darbeyi vuran, Büyük Selçuklu Devleti'ne tabi olan Irak ve Suriye Türk Atabekler devletinin ünlü hükümdarı İmadeddin Zengi olmuştur.”
“Deneyli ve savaş tekniğini iyi bilen kumandanların yönettiği Haçlı kuvvetleri 13 Temmuz 1099 tarihinde Kudüs'e saldırıya geçtiler. İki gün kadar süren şiddetli bir kuşatma savaşı sonunda, Fatımîler dayanamayıp kenti Haçılara teslim etmek zorunda kaldılar (15 Temmuz 1099). Böylece amaçları gerçekleşmiş olan Haçlılar, vaktiyle Hazreti Ömer'in "Hiçbir Hıristiyan'ın öldürülmemesi" hususundaki özel buyruğuna karşılık savunmasız erkek, kadın ve çocuklardan oluşan 40 bin Müslümanı kılıçtan geçirmekten geri kalmadılar. Esasen bu, onların Hıristiyanlık inançlarına da ters düşmekte idi. Böylece Kudüs'te Lâtin devletinin ilk Krallığı kurulmuş oldu.”
1. Haçlı Seferi...
Haçlı kuvvetleri 13 Temmuz 1099 tarihinde Kudüs'e saldırıya geçtiler. İki gün kadar süren şiddetli bir kuşatma savaşı sonunda, Fatimiler dayanamayıp kenti haçlılara teslim etmek zorunda kaldılar (15 Temmuz 1099). Böylece amaçları gerçekleşmiş olan Haçlılar, vaktiyle Hz Ömer'in "hiçbir Hristiyanın öldürülmemesi" hususundaki özel buyruğuna karşılık savunmasız erkek, kadın ve çocuklardan oluşan 40 bin müslümanı kılıçtan geçirmekten geri kalmadılar...
Sayfa 14 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Reklam
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.