Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anarşizmin Bugünü

Hans-Jürgen Degen

Anarşizmin Bugünü Gönderileri

Anarşizmin Bugünü kitaplarını, Anarşizmin Bugünü sözleri ve alıntılarını, Anarşizmin Bugünü yazarlarını, Anarşizmin Bugünü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tek bir çizgi üzerinde ilerleyen, örneğin devlet sosyalizmi yerine, sendika sosyalizmini temel alan bir yaklaşımı son derece sakıncalı buluyorum. Çok biçimli bir sosyalizm tasavvur etmek zorundayız. Toplumsallaştırılmış sanayilerin taşıyıcısı olarak çeşitli, birleşik örgütlenmeler yaratılmalıdır, tabii ki işçi kuruluşları ve sendikalar olacaktır, ancak aynı zamanda komünler, tüketici birlikleri, daha büyük bölgesel birlikler vb. de olmalıdır.
Sayfa 196 - pdfKitabı okudu
Proudhon üreticilerle tüketicilerin karşılıklı yardıma dayanan ortak girişim için birleşmesini daima toplumsal kurtuluşun önkoşulu saydı. "Siz işçiler mülkiyete karşı savaşı siyasal kulüplerde yürütmemelisiniz" diye yazdı. Bu mücadele atölyelerde ve pazarda yürür. Devletten hiçbir talepte bulunmayarak, onu yenilgiye uğratmalıyız. Kapitalizmin parazit karakterini, onu karşılıklı krediyle ikame ederek kanıtlamalıyız. Kitlelerin ekonomik inisiyatifini örgütleyerek, özgürlüğü fethetmeliyiz. Sorun birilerine hayırseverlik yapmak değil, adaleti organize etmektir, özellikle de değiş tokuşu sömürü ve tekeller olmaksızın sağlamaktır (...) Grevin anlamsızlığı konusundaki açıklamaları, Gustav Landauer'in sınıf mücadelesi konusundaki yargısı bağlamında anlaşılabilir: Mülksüz kapitalist üreticilerin mücadelesi son derece haklıdır ve binlerce kez bu mücadelenin yanında yer almak mümkündür, ancak bu mücadele kaçınılmaz olarak kapitalist döngünün içinde cereyan eder, hiçbir zaman onun aşılmasıyla neticelenmez. Ancak başka tarzda kr edilendir iliyor, üretiliyor ve değiş tokuş yapılıyorsa, kapitalizmin aşıldığından söz edilebilir.
Sayfa 189 - +190Kitabı okudu
Reklam
Proudhon'un düşünceleri arasında, daha sonra Landauer'de tekrar görülen bir başka anlayış daha vardır. Buna göre, uğrunda mücadele edilmesi gereken sosyal denge bir kerede daimi olarak kurulamaz -Landauer'e göre, bütün sosyalizmler göreli sosyalizmdir, gerçekleşmekte olan sosyalizmdir. Sosyal denge ölü bir düzen değil, hareket eden unsurların, durağan olmayan çok yönlülüğün düzenidir. Hem de yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğundan değil, kendini daima daha iyiye doğru ilerletme çabası içinde olduğu için böyledir. Tıpkı vücudumuz gibi, diye açıklar Proudhon. Bazı şeyler manevi ve sosyal hayatımıza kendi başına zehir etkisi yapabilirken, başka etkenlerle bir araya geldiğinde bütün hayatı dinamikleştirebilir. Bu sosyalizmin bütün otoriter kavrayışlarını yerinden oynatacak müthiş ve yararlı bir fikirdir. Aynı zamanda tamamına ermiş bir sosyalist "sistem" düşleyen naif hayalleri de sarsar. Bugün tamamen aşılmış olan bu fikirlere bağlı kalmak, bilindiği gibi özgürlükçü devrimciler tarafından bile klasik düşüncelere sadakat olarak nitelendirilmektedir. Bu konuya daha önce de işaret etmiştim, tarihe mutlak bir erek yüklemeye çalışan bütün eğilimler, ya da tarihin bir ereği olduğunu iddia edenler, siyasal yöntemlerinde de mutlakıyetçiliğe varmak zorunda kalacaktır. Doktriner "bilimsel" Marksistler bunu kanıtlamaktadır, ancak kendine özgürlükçü diyen birçok sosyalist de bu anlayışın dışında değildir.
Sayfa 188 - +189 pdfKitabı okudu
Proudhon aynı mektupta şöyle yazmaktadır: "Mektubunuzda yer alan şu hususa da itirazım var: "eylem anında yurtdışındaki gelişmelerden haberdar olmayı herkes çok isteyecektir vb... Belki de siz, bir darbe yapılmadan -eskiden darbe, devrim diye adlandırılarak güzel gösterilmeye çalışılırdı- bir reformun gerçekleştirilemeyeceği fikrindesiniz... Bu fikri... tartışmaya hazırım, bilhassa bu düşünceyi oldukça uzun bir süre savunduğum için. Ancak söylemek zorundayım ki, çalışmalarım beni bu düşünceden tamamen vazgeçmeye yöneltti. Ben meseleyi şöyle görüyorum: Biz toplumda ekonomik düzenler yaratarak, başka ekonomik düzenler nedeniyle yitirilen zenginlikleri yeniden dağıtmak zorundayız. Sevgili filozofum, ben meseleyi bugün böyle görüyorum. Proleterlerimiz bilime o kadar susamış ki, onlara içsinler diye sadece kan vermeye kalkarsak, bizi kabul etmek istemeyeceklerinden eminim. Yok ediciler olarak ortaya çıkmak istemek, kötü politika yapmak demektir. Şiddetin araçları oyuna kendiliğinden katılır; halkı şiddete başvurmaya çağırmamıza gerek yok." Mektubun sonunda ise Proudhon kibar bir şekilde, Marx'ın gerekçelerini yeterince açıklamaksızm aleyhine tavır almasını istediği Alman Grün'e cephe almayı reddeder. Bu kadarı da artık fazladır; ve Proudhon mektubuna hiçbir zaman cevap almaz. Marx kendi tarzında, taş yürekli düşmanlık içinde tepki gösterir.
Sayfa 187 - pdfKitabı okudu
Proudhon Marksistler tarafından sık sık "ütopyacılar” arasında anılır. Bu nedenle 1841'de yazdığı bir mektuptan bir alıntı yapmak istiyorum. Aslında düşünce tarzının ne kadar bilimsel olduğu buradan açıkça görülecektir: "Görevimiz beynimizin içinde herhangi bir sosyal sistem yaratıp, sonra da bunun propagandasına girişmek değildir. Dünya
Sayfa 185 - +186 pdfKitabı okudu
Ne yazık ki, günümüzün özgürlükçü-sosyalist akımlarında bile, Proudhon'un muhteşem özgürlükçü yürüyüşüne, mutlakçı düşüncenin bütün biçimlerini temelden reddedişine rastlamak mümkün değil. Bu tavrı Marx'a yazdığı ve hatta 1848'de bir Alman dergisinde de yayımlanan parlak mektubunda görülmektedir. Şöyle yazıyordu: "Ben kamuoyu önünde hemen hemen tam bir anti doktrinerci olduğumu ilan ediyorum. Eğer arzu ediyorsanız, gelin toplumun yasalarını, etkilerini birlikte keşfedelim -ancak bütün dogmaları yıktığımıza göre, Martin Luther'in Katolik kilisesinin teolojisini yıkıp, yerine afarozu eksik etmeyen yeni bir protestan teolojisi koyması gibi, aynı Çelişkiler içinde tökezlemeyelim. Bırakın içeriğinde vefa olan bir polemik sürdürelim; dünyaya gerçek bir hoşgörü örneği sunalım. Bırakın, hareketin zirvesinde yer alan bizler, yeni bir taassup sorumsuzluğu içinde olmayalım; bu, mantığın ve aklın dini olsa bile. Bütün protestoların ifadesini mümkün kılalım, bırakın bunları eleştirelim, bütün tek taraflılıkları ve mistisizmi kovalım. Bir soruyu hiçbir zaman nihai olarak cevaplandırmayalım, ve artık en son gerekçemize gelmişsek, eğer gerekiyorsa, bırakın en baştan başlayalım -güzel sözlerle ve ironiyle. Bu koşullar altında severek sizin çalışma arkadaşınız olurum, aksi takdirde olamam." (Marx, çalıştığı dergiye Proudhon'un da katılmasını istiyordu). Proudhon çalışmaya katılmadı. Marx'ın onun anlayışı karşısında diyecek bir şeyi yoktu. Sonrasında ise bir zamanlar hürmet gösterdiği ustaya karşı daima zehir saçtı, onu hor gördü.
Sayfa 186 - pdfKitabı okudu
Reklam
"(Oysa) anarşi geleceğin değil, bugünün işidir; taleplerden ibaret bir şey değil, hayatın ta kendisidir" (Gustav Landauer). Bugünkü anarşizmin görevi, kapitalist-devletçi toplumların bağrında anarşist süreçlerin yeşermesini mümkün kılmaktır. Bütün mevcut siyasal-ekonomik sistemlerin başarısız olduğundan hareketle, bütün bireylerin tatmin edici ve anlamlı bir "faaliyet"i, varoluş duygusunu ve kendini gerçekleştirmeyi yaşayabileceği bir "gündelik hayat" için mücadele edilmelidir.
Sayfa 175 - pdfKitabı okudu
Bireyler arasında "özgür sözleşme" ilkesine dayalı "birlikler" ağına dayanan, "karşılıklılık" ilkesini temel alan liberter toplum modellerinin kaynağında Proudhon'un düşünceleri vardır. Bu modellerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Model birlik ağının dışında yer alan bireyleri de kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Ayrıca sorun artık, "siyasal iktidarların" (Proudhon) yerini ekonomik olana bırakması olarak anlaşılamaz. Buna karşın siyasal ve ekonomik davranışın ve pratiğin ikiliği, tahakkümcü olmayan toplumun belirleyici temelini oluşturmalıdır.
Sayfa 172 - pdfKitabı okudu
İnsan kimliği sadece kişinin bireyselleşmesi ile gelişir. Kimlik, insanlarla; yakın çevredeki insanlarla kurulan ilişkilere bağlıdır. Kimlik komünal, yerel bir bölgeler üstü bilinçle ve özdeşleşmeyle kurulur. Bunu dikkate almayıp, yalnızca akli tanımlardan hareket eden soyut (enternasyonalist) bir anarşizmin, insanların gerçek hayatıyla hiçbir ilgisi olamaz. Gustav Landauer bu anlayışa karşı şöyle yazmıştı: "Sosyalizm ancak halkların ahengine göre değişen somut bir çeşitlilik altında eskiden beri birlikte yaşayanlar arasında kurulabilir." Ve Landauer'e göre "insanlığın yaklaşan gerçekleşmesinin" önkoşulu, her insanın "kendi ulusal kimliğinin temelleri üzerinde yükselerek" enternasyonal "insan topluluğu" hedefini benimsemesidir. Anarşistler artık soyut enternasyonalizm dogmalarının yerine konunun ayrıntılı bir analizini koymak durumundadır. Kültürel, komünal, bölgesel özgünlükler anarşist yaklaşımlara daha fazla nüfuz etmeli. Çünkü mevcut reel çeşitliliği pratikte hazmetmeksizin ve teşvik etmeksizin, bütün hayatların çeşitliliğini vaat etmek, retorik sıradanlığa kaçmak demektir. Devletin deli gömleğinin mevcut olmadığı enternasyonal bir insan topluluğu sayısız kültürün bir araya geldiği çok halklı bir dünyada gerçekleşebilir. Üstelik tahakkümün en aza indirgendiği bir dünya durumu, üniforma giydirilmiş, aynılaştırılmış bir dünya olamaz. Çeşitliliğin her açıdan gerçek kılınması, tahakkümün olmadığı ilk biçimlerinin yaratıcısı olacaktır.
Sayfa 167 - +168 pdfKitabı okudu
İnsanlar bilinçli entelektüel ve maddi faaliyetle kendilerini sadece kısmen gerçekleştirebilirler. "Bilinçaltının" insanlann üretkenliğinde önemli bir rolü vardır. İnsan ancak her türlü zor karşısında tamamen özgürleşirse kendi gerçek potansiyelini ortaya koyabilir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
İktidar aygıtlarını dışardan frenlemek artık hiç mümkün değil. Onları içerden parçalamak için acilen çaba göstermek gerekli. Ancak bu, temas etmekten korkmayan yıkıcı bir ruh halini, yani antimilitaristlerin ve pasifistlerin şimdiye dek uzak durdukları bir niteliği gerekli kılıyor. Öyle görünüyor ki direnişi sadece frenleme aracı olarak görmeye veda etmenin zamanı geldi. Belki de, hafızayı hiçbir netice vermeden çıkmaz ayın son çarşambasına kadar çalıştıracak bir bilgisayar virüsü, mekanizmaya kum atma metaforuna göre daha çağdaş. Antimilitarist bir hareket bu metaforu toplumsal pratiğe dönüştürebilirse, umut besleyebilir hale gelecektir.
Sayfa 163 - pdfKitabı okudu
67 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.