Gönderi

Proudhon'un düşünceleri arasında, daha sonra Landauer'de tekrar görülen bir başka anlayış daha vardır. Buna göre, uğrunda mücadele edilmesi gereken sosyal denge bir kerede daimi olarak kurulamaz -Landauer'e göre, bütün sosyalizmler göreli sosyalizmdir, gerçekleşmekte olan sosyalizmdir. Sosyal denge ölü bir düzen değil, hareket eden unsurların, durağan olmayan çok yönlülüğün düzenidir. Hem de yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğundan değil, kendini daima daha iyiye doğru ilerletme çabası içinde olduğu için böyledir. Tıpkı vücudumuz gibi, diye açıklar Proudhon. Bazı şeyler manevi ve sosyal hayatımıza kendi başına zehir etkisi yapabilirken, başka etkenlerle bir araya geldiğinde bütün hayatı dinamikleştirebilir. Bu sosyalizmin bütün otoriter kavrayışlarını yerinden oynatacak müthiş ve yararlı bir fikirdir. Aynı zamanda tamamına ermiş bir sosyalist "sistem" düşleyen naif hayalleri de sarsar. Bugün tamamen aşılmış olan bu fikirlere bağlı kalmak, bilindiği gibi özgürlükçü devrimciler tarafından bile klasik düşüncelere sadakat olarak nitelendirilmektedir. Bu konuya daha önce de işaret etmiştim, tarihe mutlak bir erek yüklemeye çalışan bütün eğilimler, ya da tarihin bir ereği olduğunu iddia edenler, siyasal yöntemlerinde de mutlakıyetçiliğe varmak zorunda kalacaktır. Doktriner "bilimsel" Marksistler bunu kanıtlamaktadır, ancak kendine özgürlükçü diyen birçok sosyalist de bu anlayışın dışında değildir.
Sayfa 188 - +189 pdfKitabı okudu
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.