Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anılar, Düşler, Düşünceler

Carl Gustav Jung

En Eski Anılar, Düşler, Düşünceler Sözleri ve Alıntıları

En Eski Anılar, Düşler, Düşünceler sözleri ve alıntılarını, en eski Anılar, Düşler, Düşünceler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Babamın arada sırada patlak veren öfke nöbetleri sırasında hep annemi tutuyordum. Taraf tutma yapıma uymuyordu. Çelişkilerden kurtulabilmek için annesini ve babasını ister istemez yargılamak zorunda kalan güçlü bir arabulucu rolünü üstlendim. Bu durum göğsümü kabartmasına kabarttı ama dengesiz özgüvenimi bir yandan çoğaltırken bir yandan da azalttı.
Can YayınlarıKitabı okudu
Bugün de o zamanki gibi yalnızım çünkü bazı şeyleri biliyorum ve başkalarının bilmediği ve genelde bilmek istemediği şeylere değinmek zorunda kalıyorum.
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Onlar Dini temsil ediyorsa...
Onlar Hıristiyanlığı temsil ettikleri sürece ben dışta kalacak biriydim.
Can YayınlarıKitabı okudu
Din bilimcilerin hiçbirinin “karanlıkta parlayan ışığı” gözleriyle görmediklerine hiç kuşkum yoktu. Görmüş olsalardı, umarsızca inanmanın ötesinde yapılabilecek hiçbir şey olmadığı için bana oldukça yetersiz gelen “din bilimsel din”i öğretemezlerdi
Can YayınlarıKitabı okudu
Sonuçta, insan, kendisini yargılayamayan bir olgudur ve başkalarının iyi ya da kötü yargılarına bırakılmıştır.
Can YayınlarıKitabı okudu
“Ruhsal hastalığı olan birinin içinde gerçekte neler oluyor?”
Özellikle, isteri ve düşlerin psikolojisiyle ilgili temel araştırmaları olduğu için Freud’u çok önemsemeye başlamıştım. Bence, düşünceleri, bireysel vakaların daha yakından irdelenmesi ve anlaşılabilmesi için yol göstericiydiler. Nörolog olmasına karşın, psikiyatriye psikolojiyi sokan odur.
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ruh bedenden çok daha karmaşık ve ulaşılmazdır. Şöyle diyebilirim: Birey, bilincine varabilirse dünyanın yarısının ruhtan oluştuğunu anlar. Bu nedenle, ruh bireysel bir sorun değil bir dünya sorunsalıdır ve bir psikiyatrist tüm dünyayla uğraşmak zorundadır.
Can YayınlarıKitabı okudu
Her terapistin başka bir bakış açısına açık olabilmesi için üçüncü bir kişiye gereksinimi vardır. Papanın bile itiraflarını dinleyen biri var. Analistlere her zaman, “Kendinize itiraflarınızı dinleyecek bir baba ya da bir anne bulun!” öğüdünü veririm. Özellikle kadınlar, bu rol için biçilmiş kaftandır. Kusursuz sezgileri ve keskin eleştirel iç görüşleri vardır. Erkeklerin içlerini okurlar ve anima’larının karmaşıklığını görürler. Bu nedenle, hiçbir kadın kocasını süpermen sanmaz!
Can YayınlarıKitabı okudu
Entelektüeller
Hastalarım arasında, yalanı alışkanlık haline getirmişlerin dışında en zor ve en az minnet duyanlar entelektüeller olmuştur. Bir dedikleri bir dediklerine uymaz. Bir “kompartıman psikolojisi” oluştururlar. Duygularını denetleme gereği olmadığında her şeye verebilecekleri hazır bir yanıtları vardır. Oysa duyguları gelişmemişse onlar da nevrotik olurlar.
Can YayınlarıKitabı okudu
Hiçbir şey bir insanın kendine düşman olmasından daha çok acı veremez
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilinçdışını İrdeleme
Her şeyin zor ve anlaşılmaz olduğu yabancı bir dünyada çaresiz kalakalmıştım. Sürekli bir gerginlik içindeydim; bazen üzerime binlerce ton ağırlığında dev taşlar yıkılıyor gibi geliyordu. Gök gürültüleri birbirini izliyordu. Bu fırtınaları ancak güçlü olursam göğüsleyebilirdim. Nietzsche, Hölderlin ve daha niceleri bu yüzden yıkılmışlardı ama içimde şeytanca bir güç vardı ve ne pahasına olursa olsun, bu fantezilerin getirdiği deneyimlerin anlamını bulmaya kararlıydım. Bilinçdışının saldırılarına direnirken yüce bir iradeye boyun eğdiğime inanıyordum ve bu inancım işin üstesinden gelene dek sarsılmadı.
Can YayınlarıKitabı okudu
Bizi köklerimizden uzaklaştırdıkça artan bir gelişme seline kendimizi kaptırdık gidiyoruz. Çoğu zaman, geçmişten kopmak, geçmişi yok etmek demektir. Böyle olduğunda, ileriye doğru gitmekten başka bir olasılık kalmaz. Oysa medeniyetimizin getirdiği “hoşnutsuzluk”, köksüzlüğümüzün ve geçmişle bağlantımızın yitmesinin sonucudur. Sürekli bir telaş içinde, evrimsel geçmişimizin henüz yakalayamadığı günümüzden çok gelecekte ve onun getirmeye söz verdiği hayal ürünü bir altın çağda yaşıyoruz. Giderek artan bir verimsizlik duygusunun, hoşnutsuzluğun ve huzursuzluğun kamçılamasıyla, düşüncesizce yeniliklere doğru koşuyoruz. Elimizdekilerle yetinmeyip verilen sözlerle yaşıyor, günümüzün ışığı yerine, sonunda bize uygun bir güneşin doğacağını umut ettiğimiz geleceğin karanlığında yaşamayı yeğliyoruz.
Can YayınlarıKitabı okudu
Kuzey Afrika’ya adım attığım andan itibaren garip bir etkinin altındaydım. Ülkede garip bir koku olduğunu düşünüyordum. Sanki ülkenin topraklarına işlemiş bir kan kokusuydu bu. Topraklarda üç ayrı medeniyetin yok olduğu aklıma geldi. Kartacalılar, Romalılar ve Hıristiyanlar oralardan gelip geçmişlerdi. Teknoloji çağının İslam dünyasına ne getireceği ise henüz belli değildi.
Can YayınlarıKitabı okudu
Afrika
Henüz bozulmamış bir ülkenin “tanrısal huzuru”nu yaşadım. “İnsanı ve başka hayvanları hiç böyle görmemiştim.” Tüm şeytanlıkların anası olan Avrupa’yla aramda binlerce kilometre olduğu için şeytanlar bana ulaşamıyordu. Ne telgraf ne telefon ne mektup ne de konuk vardı.
Can YayınlarıKitabı okudu
Tutkularının cehenneminden geçmemiş bir insan hiçbir zaman onların üstesinden gelemez çünkü o zaman, o tutkular komşu kapıda pusu kurarlar ve herhangi bir anda kıvılcımlanarak insanın kendi evine saldırırlar. Bir şeyden vazgeçersek ve bir şeyi geride bırakıp onu iyice unutursak, görmezden geldiğimiz şeyin güçlenerek geri dönme tehlikesini oluşturmuş oluruz.
Can YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.