Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Antik Devirde Gladyatörler

Hasan Malay

Antik Devirde Gladyatörler Sözleri ve Alıntıları

Antik Devirde Gladyatörler sözleri ve alıntılarını, Antik Devirde Gladyatörler kitap alıntılarını, Antik Devirde Gladyatörler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İ.Ö. 73 yılında Capua kentindeki gladyatör okulunda başlatılan gladyatör isyanı giderek büyümüş ve üç yıl kadar süren büyük bir köle ayaklanmasına dönüşmüştü. Spartacus adındaki Trakyalı bir gladyatör (Thrax) olan zeki ve cesur birinin başlattığı ve yönettiği büyük ayaklanma, tarih boyunca, efendilerine başkaldıran köleler için bir örnek oluşturmuş ve birçok film ve romana konu olmuştur.Spartacus ayaklanması,Plutarkhos ve Appianos adındaki iki ünlü tarihçi tarafından ayrıntılı bir biçimde nakledilir.
Gladyatör döğüşlerinden önceki akşam, ertesi gün arenaya çıkacak gladyatörlere cena libera adı verilen bir akşam ziyafeti veriliyordu. Vatandaşlardan her isteyenin buraya gelerek, gladyatörleri topluca görmesi mümkündü. Aslında editor'ların reklam aracı olarak kullandıkları bu ziyafet, bir bakıma gladyatörlerin veda yemeği niteliğindeydi ve bu nedenle birçok antik yazar tarafından eleştirilmekteydi. Nitekim, birçok gladyatör, ertesi gün ölme olasılığına karşı, eş ve çocuklarını bu ziyafet sırasında bir arkadaşına emanet ediyordu.
Sayfa 28 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İ.S. 2. ve 3. yüzyıllarda Roma imparatorluğunda yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle, birçok özgür insan gladyatörlüğe başlayarak yaşamını kazanmağa başlamıştı. Öte yandan, Septimus Severus devrinde (İ.S. 193-211) bazı gençler askerliklerini gladyatör okullarında yapıyorlardı. Bu arada bazı imparatorlar gösteriler sırasında ortaya büyük para ödülleri koyarak, özgür gençleri gladyatörlüğe özendirmek istiyorlardı. Nitekim, Romalı bazı seçkinlerin de gladyatörlüğe heveslendikleri bilinmektedir. Örneğin, imparator Commodus (İ.S. 180-192) bile gladyatör olarak döğüşmüştü. Öte yandan, bazı asil aile mensubu kadınların da gladyatör okullarına devam ettikleri, ancak Septimius Serverus devrinde kadınların döğüşmek üzere arenaya çıkmalarının yasaklandığı bilinir.
Sayfa 13 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Dövüşleri büyük bir coşkuyla izleyen halk, kazanmasını istediği gladyatör lehine tezahürat yapar ve sık sık "iugula (gırtlağını kes!), verbera (gebert!), ure (yak!)" diye bağırırdı. Bir dövüş sonunda ya rakiplerden biri diğerini öldürür, ya da yenik düşen gladyatör sırtüstü uzanarak sol elini yukarı kaldırır ve böylece bağışlanmasını dilediğini belirtmiş olurdu. Ama ünlü gladyatörler böyle bir duruma düşmeyi kabullenmez ve dövüşü ölünceye kadar sürdürürlerdi. Bağışlanmasını dileyen bir gladyatörün öldürülüp öldürülmeyeceğine ilişkin karar verme yetkisi editor'undu. Ama halk, çok sevilen bir gladyatörün bağışlanması için missum ("bağışla"!) diye tezahüratta bulunmaktaysa, bu durumda karar seyirciler arasında bulunan imparatora kalırdı. Bu gibi durumlarda, imparatorun sağ elinin başparmağını yukarı kaldırması gladyatörün yaşamının bağışlanması, tersine bir hareketi ise onun ölümü demekti. İmparatorun başparmağını aşağı yöneltmesi durumunda,editor da aynı hareketi tekrarlar ve iugula ("gırtlağını kes!") diye bir komut verirdi.
Gladyatörlerin en çok değer verdikleri tanrı, savaşları yönettiğine inanılan Mars'tı. Bu nedenle, antik dünyada inşa edilmiş bulunan çoğu amphitheatrum, Yunanların Ares diye adlandırdıkları bu tanrıya ithaf edilmişti.
Sayfa 31 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Gladyatörleri kuvvetlendirmek ve adalelerini geliştirmek üzere özel bir gıda rejimi uygulanmaktaydı. Bu rejimde en önemli yeri bakla ve arpa unundan yapılan yiyecekler ve sakatat ezmeleri almaktaydı. Bu arada çalışmalardan sonra gladyatörlere yaş üzümün bekletilmesinden elde edilen bir şurup içirilmekteydi.
Sayfa 14 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gladyatör gösterileri genellikle hava kararıncaya kadar sürer, hatta bazı durumlarda gece de devam edebilirdi. Örneğin, Roma'da her yılın Aralık ayında düzenlenen munera quaestoria'lar sırasında günler kısa olduğundan, gösteriler gece de sürer ve arena kandillerle aydınlatılırdı.
Sayfa 30 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Ölümle sonuçlanan döğüşlerden sonra arenaya giren görevli köleler, ellerinde tanrı Charon ya da Mercurius'un simgeleri olduğu halde ölüleri dışarı taşır ve ailelerine teslim ederlerdi. Ancak, ona sahip çıkacak bir yakını olmayan gladyatörlerin cesetleri vahşi hayvanlara yem olarak verilmekteydi.
Sayfa 30 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Arena görevlilerinin yaptıkları başlıca işler, arenanın kumlarını yenilemek, kanları temizlemek, gladyatörlerle ilgilenmek ve gösterilerden arta kalan insan ya da hayvan ölülerini kaldırmaktı. Yine arenalarda, döğüşe çıkacak olan gladyatörlerin isimlerini anons eden tellallar, gladyatörlerin isimlerinin yazılı olduğu levhaları dolaştıran görevliler ve arenada ortaya çıkabilecek olayları bastırmakla görevli bir güvenlik gücü bulunmaktaydı. Hiç kuşku yok ki, gerek amphitheatrum ve gerekse arenada görev yapan bu görevlilerin tamamına yakını köleydi.
Sayfa 27 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
Gladyatör adayları derslerine rudis adı verilen ağaçtan yapılmış bir kılıçla başlarlar ve yere çakılmış bir kazığın (palus) önünde çalışırlardı. Bu çalışma sırasında gladyatör adayı diğer eline kalkanını alır ve palus'u rakibi olarak kabul ederek baş, gövde ve bacak diye belirlenen kısımlara saldırı denemeleri yapardı. Bu çalışmalara sırasında gladyatör adaylarına teknik bazı terimlerle komutlar veren ve dictata adı verilen bazı yardımcılar vardı. Bir gladyatörün bu teknik terimleri çok iyi bilmesi zorunluydu; çünkü gerçek döğüş sırasında kendilerine kenardan taktik verilirken bu terminolojiden yararlanılırdı.
Sayfa 14 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okudu
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.