Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Araba Sevdası Gönderileri

Araba Sevdası kitaplarını, Araba Sevdası sözleri ve alıntılarını, Araba Sevdası yazarlarını, Araba Sevdası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sevda ki bir insanın yalnız gönlüne değil, akıl ve fikrine, elinde olan iradesine, velhasıl bütün duygularına, manevî kuvvetlerine hâkimdir.
Reklam
232 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Türk edebiyatında ilk realist roman Araba Sevdası. 1889 yılında yazılan bu roman bir devrim açılışı açısından önemli. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde görülen değişiklikleri, kişilikleri görmek açısından oldukça verimli. Tam bir dönem kitabı. Dönemin kitapları gibi öncelikle İstanbul'un tasviriyle başlıyor. Çamlıca'nın açılışı, İstanbul halkının bu bahçeye olan ilgisi resmedilmiş. Olay da çoğumuzun lise edebiyatından hatırladığı gibi Bihruz Bey etrafında şekilleniyor. Bihruz Bey batı meraklısı, alafranga, oldukça saf bir mirasyedi. Ve onun en büyük merakı arabalar. Kendi kültüründen çok uzak olan hatta Türk kültürünü, yazarlarını, dilini aşağılayan bir karakter. Bir gün Çamlıca'da gördüğü Periveş'e aşık olur. Bu aşk onu duygudan duyguya geçirir. Yazar bu romanda genel olarak Bihruz Beyin kötü yaşamını eleştiriyor. Aşkına değiniyor değinmesine de kişiliği ve yaşamının yanında biraz sönük kalıyor. Romanın geçtiği dönemde moda olan alafrangalığı, batı merakını, yozlaşmayı ve yanlış batılılaşmayı sert bir biçimde eleştiriyor. Hatta öyle ki bunları bir hastalık olarak görüyor. Dil yönüne gelecek olursam, tabi ki günümüz Türkçesinden uzak, anlaşılması zor, Arapça ve Farsça tamlamalarla dolu. Bu da gayet doğal tabi ki. Servetifünun döneminin karakteristik özelliği. O günden bu güne edebiyatımızdaki değişiklikleri, gelişmeleri anlayabilmek adına mutlaka okunması gereken bir eser.
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · Özgür Yayınları · 200925,1bin okunma
Ağla ki tesellisi mümkün olmayan felâket içindesin. Yan yakıl ki dermanı bulunmayan bir derde uğradın!..
Kemal Sunal'ın Fransızca öğrendiği sahne geldi aklıma.
Nihayet Divan’ın içinde en çok beğendiği sekiz şarkının üzerlerine Frenk kalemiyle “Ön, dö, truva, katr.” diye numaralar attı.
Nazar et hâl-i perişanıma bir kere benim Yanıyor nar-ı firâkınla ser-â-pâ bedenim
Reklam
Bu halis ilân-ı aşka karşılık edeceğinizi bildirmeye tenezzül ediniz veyahut daha iyisi hiç yazmayınız. Kâğıt sizin kıymetli fikirlerinizi saklamaya lâyık değildir.
Bir âmâya demişler ki, “Zevceniz bir güldür.” O da, “Dikenlerinden öyle anlıyordum” cevabını vermiş.
O kadar güzel bir vücudun içindeki yürek taş olabilir mi ?
Reklam
sarışın hanım çiçek açmış bir nazik fidan, yanındaki ise o fidanın gayr-ı muntazam [düzgün olmayan] bir gölgesi idi. veyahut sarışın hanım parlak bir güneş, öbürü ise o güneşin yanından ayrılmaz, o güneşi daha şaşaadar [parlak] göstermekle beraber kendisi de hoş görünür bir kara bulut idi.
o bakışta bilmem ne hiddet vardı ki dikilip durduğu vakit taallûk ettiği [yöneldiği] gözlerden bir barika-i seyyale [akıcı bir şimşek] gibi nüfuz ederek [saplanarak] ta can-gâha vasıl olur [ruha ulaşır] ve sûz u tâb-ı harikuladesi [olağanüstü güç ve ateşi] karşısında yürekleri tir tir titretirdi.
Varlığını bilemiyordu. Nerede olduğunu, ne yaptığını, ne yapacağını düşünmeye muktedir olamayarak vücudunu hareket ettiriyordu.
Ağlayım, yine ağlayım ki, yüreğimin ateşini ancak ağlamakla teskin edebiliyorum!..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.