Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mutlu Köpek - Ayran - Kırlangıçlar

Arabalar Beş Kuruşa

Sabahattin Ali

En Eski Arabalar Beş Kuruşa Gönderileri

En Eski Arabalar Beş Kuruşa kitaplarını, en eski Arabalar Beş Kuruşa sözleri ve alıntılarını, en eski Arabalar Beş Kuruşa yazarlarını, en eski Arabalar Beş Kuruşa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
41 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İçinde birkaç tane öykü var kitap 40 sayfa ama öyküler oldukça etkileyici durduk yere aklıma geliyor bazen...Özellikle ,geçinmek için anne babasına yardim etmek zorunda olan hayatin tüm zorlukları karşında güçsüz bedenleriyle direnmeye çalışan çocukların öyküsü beni çok etkiliyor.Surekli karamsar şeyler yaziyorsun diyenlere de bir öyküsünde iyi bir ders veriyor yazar.Basarili bir eser tabiki Sabahattin Ali ...
Arabalar Beş Kuruşa
Arabalar Beş KuruşaSabahattin Ali · Karbon Kitaplar · 2019611 okunma
kırlangıçlar
Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa "dünyada neler gördünüz" dese, herhalde verecek yanıt bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki.
Sayfa 31 - Karbon kitaplarKitabı okudu
Reklam
( Çünkü azınlıkta kalanlar, çok olanlara nedense tepeden bakarlar.)
Sayfa 34 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa 'Dünyada neler gördünüz?' dese, herhâlde verecek yanıt bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki!
Bazan üzüntülerin uzattığı bazan yalancı bir sevincin kısalttığı günler çok çabuk geçti.
“Pek mi korktun?” Diyordu. “Niçin, niçin korkuyorsun? Senden, yani hayattan büsbütün ayrı bir şey diye mi? Fakat bu aptallıktır. Onun bizden farkı, bizim ondan farkımız nedir ki? Hiç... Bak, eğil bak... bu dişler yok mu, düşünüyor musun ki bakmaya tiksindiğin bu dişleri görebilmek için onun tebessüm etmesi nasıl sabırsızlıkla beklenirdi?... Tahmin edebilir misin ki boğazına dolanarak seni boğacakmış gibi korktuğun bu saçların güneş altında ne hayat dolu parlayışları vardı? Hem bu kadın benimdi. Şu ellerim, şu sana laf söyleyen ağzım nasıl benimse o da öyle benimdi. Fakat biliyor musun kollarımın arasından sıyrılıvermesi ne kolay oldu?... Onunla aramızda hiçbir mesafe yoktur. Bizim onun hâline geçivermemiz için bir sebep bile lazım değil ve bu iskelet bize o kadar yakındır ki ondan korkmak için ancak bir insan kadar kör ve düşüncesiz olmalıdır.”
Reklam
Lakin gafil genç bunu bilmiyordu onun, çalgısını kendisi kadar çok sevmesini kıskanıyordu. Ve bir gün, “Ey sevgilim,” dedi, “ey narin vücudunun, İpek saçlarının, donuk pembe dudaklarının değil bütün ihtiras ve iptilalarının da bana ait olmasını istediğim sevgilim, artık viyolonseli bırak, yalnız beni dinle, yalnız benim kalbimin tellerinde nağmeler bulmaya çalış.” -Aşk ne kadar hodbindir! Genç kız, “Mademki sen istemiyorsun sevgilim,” dedi, “ben artık viyolonsel çalmayacağım... Nağmelerimi yalnız senin sözlerinde arayacağım.” Sanat, ilahi sanat, aşka yenilmişti. —Ve aşk ne kadar kudretlidir!— “Lakin sevgilim!” Dedi genç kız “Elbet bir gün ihtiyarlıyacağız ve ölüm bizi alacak. Eğer o, bana senden evvel gelirse bil ki tek istediğim gözlerim hayata kapanırken baş ucumda bir viyolonsel dinlemektir; bunu bana vadediyor musun ?” “Evet,” diye cevap verdi. “Senden sonra yaşamak gibi bir ceza bana mukadderse kahverengi gözlerinin üstüne yemin ederim ki baş ucunda en yüksek sanatkâra, en güzel besteyi çaldıracağım.” Bunun üzerine söylediklerini tekit etmek isteyen dudaklar birleşti. — Ve aşk ne kadar ateşlidir!—
Hayat ne güzel fakat ne can sıkıcı şeydi!... bütün günü dolduran eğlendirici işlerin içinde insan bir boşluk hissi duymaktan kurtulamıyordu. Bir şey eksik gibiydi, bütün ömrünce işlemeyen bir yeri varmış gibiydi.
“-Dünyayı değiştireceğini mi sanıyorsun?” “-Siz dünyanın değişmez olduğuna inanmaya mecbursunuz!”
411 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.